Kilo artışı, adet düzensizliği, sivilce ve tüylenme gibi belirtilerle kendini gösteren Polikistik Over Sendromu (PCOS), kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ancak çoğu zaman göz ardı edilen yaygın bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca kilo ile ilişkili olmadığını, hormonal ve metabolik bir bozukluk olduğunu vurguluyor.
Kadınların büyük bir kısmı zaman zaman kilo problemiyle karşı karşıya kalıyor. Ancak bazı durumlarda bu artışın nedeni yalnızca beslenme alışkanlıkları ya da hareketsiz yaşam değil. Her 3 kadından 2’sinde görüldüğü belirtilen Polikistik Over Sendromu, toplumda yeterince bilinmemesine rağmen yaygınlığı her geçen gün artan ciddi bir hastalık olarak öne çıkıyor.
PCOS, kadınlarda yumurtalıklarda çok sayıda küçük kistin oluşmasına neden olan hormonal bir bozukluktur. Genellikle 15-45 yaş arası kadınlarda görülür. En sık rastlanan belirtiler arasında düzensiz adet döngüsü, aşırı tüylenme, sivilce, kilo artışı ve saç dökülmesi yer alır. Ancak bazı kadınlarda bu belirtilerin hiçbiri görülmeyebilir ve hastalık yalnızca yapılan testlerle teşhis edilebilir.
Tanı koymak için genellikle hormon testleri, ultrason görüntüleme ve hastanın tıbbi öyküsü dikkate alınır. PCOS’un tedavisi kişiye özel planlanır. Bazı hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri, yani dengeli beslenme ve düzenli egzersiz yeterli olurken, bazı durumlarda ilaç tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Özellikle insülin direnci olan bireylerde kan şekeri düzeylerini dengelemek için ilaç kullanımı önerilir.
Erken teşhis hem semptomların kontrol altına alınması hem de ileride oluşabilecek doğurganlık sorunlarının önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Uzmanlar, özellikle genç yaşta belirtiler fark edildiğinde bir uzmana başvurulması gerektiği konusunda uyarıyor. Kilo tamamen bir aldatmaca olabiliyor. PCOS hastalığına dikkat edin.
Kadınların bedenlerinde meydana gelen her değişimin sadece estetik kaygılarla değerlendirilmemesi gerektiğini belirten uzmanlar, “Kilo veremiyorum” diyen kadınların altta yatan başka bir rahatsızlık olup olmadığını araştırmalarının önemine dikkat çekiyor.