Tarihin tozlu sayfalarından çıkan bilgiler, günümüzün modern arayışlarına hala ışık tutmaya devam ediyor. Son dönemde yeniden konuşulmaya başlanan bir bilgi ise, Orta Çağ döneminin en büyük hekimlerinden biri olan İbni Sina’ya ait. Yalnızca tıbbın değil, sağlıklı yaşamın da öncülerinden kabul edilen İbni Sina’nın kaleme aldığı eserlerde yer alan ve o dönemde zayıflamak isteyenlerin başvurduğu özel bir kür, şimdi yeniden gündemde.
İbni Sina’nın ‘El-Kanun fi’t-Tıbb’ adlı eseri, yüzyıllar boyunca hem Doğu hem Batı’da temel başvuru kaynağı olarak kabul edildi. Bu dev eserin satır aralarında, sadece hastalıklarla mücadele değil, bedenin denge içinde tutulması için de reçeteler yer alıyor. Bunlardan biri de, bugün ‘detoks’ veya ‘doğal zayıflama kürü’ diye adlandırılabilecek bir tarif. Üstelik bu tarif, yalnızca kilo vermeye değil, sindirim sistemini düzene sokmaya ve toksinlerden arınmaya da yardımcı oluyor.
İbni Sina’nın zayıflama küründe yer alan ana bileşenler oldukça tanıdık ama etkisi dikkat çekici: kişniş tohumu, rezene, sumak ve sirke. Bu dörtlü birleşim, mideyi rahatlatmak, ödemi azaltmak ve yağ yakımını hızlandırmak için öneriliyor. Hazırlanışı ise oldukça basit. Aktarlardan kolayca temin edilebilecek bu malzemeler, belirli oranlarda kaynatılıp süzülüyor. Günde iki kez, sabah ve akşam aç karna içilmesi tavsiye ediliyor.
Bu kürün en önemli özelliklerinden biri, metabolizmayı baskılamadan çalıştırması. Yani modern ‘şok diyetler’ gibi bedeni yormak yerine, onu destekleyerek kilo kaybını doğal bir sürece dönüştürüyor. Üstelik bağırsak sağlığını da güçlendirdiği için, uzun vadeli etki göstermesi mümkün.
Günümüzde birçok insan doğal yollarla kilo vermeye çalışırken, yüzyıllar öncesinden gelen bu bilgi yeniden gündeme oturdu. Sosyal medyada ‘İbni Sina kürü’ adıyla paylaşılan bu tarif, özellikle sentetik ürünlerden uzak durmak isteyenler için dikkat çekici bir alternatif oluşturuyor. Bilimsel araştırmalar, kişniş ve rezene gibi bitkilerin sindirim ve iltihap giderici etkilerini doğrularken, geçmişin bilgeliği ile bugünün ihtiyaçları arasında şaşırtıcı bir uyum olduğu görülüyor. İbni Sina’nın bu önerisi, yalnızca zayıflamak isteyenler için değil, bedenini arındırmak isteyen herkes için denenmeye değer görünüyor.
İbni Sina’nın Orta Çağ’da sunduğu bu kür, bize bir kez daha gösteriyor ki doğanın sundukları, zaman aşımına uğramayan şifa kaynaklarıdır. Modern yöntemlerden bıkanlar için bu kadim reçete, doğal bir başlangıcın anahtarı olabilir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta var o da şu; Hamileler, emziren anneler ya da kronik bir hastalığı olanlar mutlaka doktoruna başvurmalıdır.