Meyve mi sebze mi? Market raflarında görüp ezberlediğimiz bu ayrım, sandığımız kadar basit değil. Birçok yiyeceğin mutfaktaki yeri ile bilimsel sınıflandırması birbirinden tamamen farklı. Hatta yaz mevsiminin sembolü haline gelen karpuz bile bu kafa karıştırıcı listenin bir parçası. Yıllarca meyve olarak bilinen ama aslında sebze olan yiyecekler hala kafa karıştırıcı olabiliyor. İşte yıllarca meyve olarak bilinen sebzeler…
Günlük hayatımızda yiyecekleri genellikle tadına ya da nasıl servis edildiğine göre sınıflandırıyoruz. Tatlı olanlar “meyve”, yemeklerde kullanılanlar ise “sebze” olarak biliniyor. Ancak işin içine botanik bilimi girdiğinde işler değişiyor. Çünkü bir yiyeceğin meyve mi yoksa sebze mi olduğuna, tohum içerip içermediği ve bitkinin hangi kısmından geldiği karar veriyor.
Bu tanımlamalara göre meyve çiçekten gelişen ve tohum içeren bitki parçasıdır. Sebze ise bitkinin yaprak, sap, kök veya çiçek gibi diğer yenilebilir kısımlarını ifade eder. Bu da demek oluyor ki mutfakta sebze olarak kullandığımız bazı yiyecekler, bilimsel olarak meyve sınıfına girebiliyor.
Tatlılığı ve sulu yapısıyla meyve gibi görünse de karpuz kabakgiller ailesine ait. Botanikçiler karpuzun sebze sınıfında da değerlendirilebileceğini söylüyor. Hatta bazı ülkelerde karpuz yemeklerde sebze gibi pişirilerek tüketiliyor.
Tartışmaların merkezinde yer alan domates, tohum içerdiği ve çiçekten geliştiği için botanikte meyve kabul ediliyor. Ama sofralarda salataların ve yemeklerin vazgeçilmezi olarak “sebze” sayılıyor.
Çiçekten gelişip tohum taşıyan bir diğer ürün olan salatalık da bilimsel olarak meyve sayılıyor. Ancak biz onu hep sebze bölümünde arıyoruz.
Hem biber hem de patlıcan, içlerinde tohum taşıdıkları ve çiçekten geliştikleri için meyve sınıfına giriyorlar.
Görünen o ki meyve ve sebze ayrımı, yalnızca damak tadımıza değil, alışkanlıklarımıza da dayanıyor. Ama bu farklılıklar, yiyeceklerin besin değerini ya da lezzetini değiştirmiyor.