Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşti. Nevşehir’de ‘Anadoludakiler Kapadokya Pazarı’ açılışıyla taçlanan Türk Mutfağı Haftası’nda klasik Türk yemekleri ön planda yer aldı. Kültürel mirasımıza sahip çıkmanın önemi bir kez daha vurgulandığı bu güzel haftada Emine Erdoğan Hanımefendi, değerli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi himayelerinde yürütülen Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük ilgi gördü. Kültür mirasımıza değer katmaya devam eden Türk Mutfağı Haftası kapsamında, geçtiğimiz günlerde ‘Anadoludakiler Kapadokya Pazarı’ açılışı yapıldı.
Emine Erdoğan hanımefendi açılış konuşmasında; “Türk mutfağı, dünya için halihazırda güçlü bir cazibe merkezidir. Gastronomi duraklarımız, önemli birer turizm motivasyonudur. Gastro-diplomasi alanında büyük bir güce sahibiz. Türk Mutfağı Haftası’nın gayesi, ülkemizin gastronomi potansiyelini en üst seviyeye çıkarmaktır. Mutfağımızın, küresel ölçekte hak ettiği stratejik değeri bulabilmesidir.” ifadelerine yer verdi.
“Bu yılki temamızı, ‘Klasik Türk Yemekleri’ olarak belirledik” ifadelerine yer veren Emine Erdoğan, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Türk Mutfağı Haftası’nın gayesi, ülkemizin gastronomi potansiyelini en üst seviyeye çıkarmaktır. Mutfağımızın, küresel ölçekte hak ettiği stratejik değeri bulabilmesidir. Gün yüzüne çıkmayı ve tadılmayı bekleyen nice özgün reçetemiz var. O nedenle her yıl farklı bir tema seçerek, Türk mutfağının çok katmanlı ve çok yönlü karakterini ortaya koyuyoruz. Bu yılki temamızı, ‘Klasik Türk Yemekleri’ olarak belirledik. Birbirinden leziz tariflerimizin, hayatın ve insanın üzerindeki olumlu tesirlerine güçlü bir vurgu yapmayı amaçladık.”
Karnıyarıktan çılbıra, revaniden hoşafa kadar birçok klasik tarifin bugün hemen herkesin evinde pişirildiğini ifade eden Emine Erdoğan, bu yemeklerin mutfakların baş tacı ve mutfağın geleneksel, sağlıklı, atıksız ve sürdürülebilir özelliklerinin temsilcileri olduğunu dile getirdi. Türk mutfağının sadece lezzetler dünyası değil aynı zamanda bir değerler manzumesi olduğunu söyleyen Emine Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Zamanla yarışan modern dünyayı, hayatın ritmiyle ahenkli olmaya davet eder. Son günlerde çok rağbet gören yavaş yemek hareketinin en doğru karşılığıdır. Mesela, tencerede ağır ağır pişen yemek, insana hayatın aceleye gelmeyeceğini fısıldar. Sabrı ve emeği, yaşamın merkezine alır. Sirkeler, turşular, reçeller, hoşaflar gibi ürünler, birer tekamül hikayesidir. Tencerede karıştırılan yemeğe dualar eşlik eder. Yemeğe besmeleyle başlamak, şükürle bitirmek, manevi bir eğitimin temelidir. Yiyeceğe nimet ve rızık nazarıyla bakınca her lokma şifa olur.”
Emine Erdoğan, Nevşehir’de ‘Türk Mutfağı Haftası’ kapsamında yoğurt mayaladı ve “Yoğurdun kültürel mirasımızdaki yerini belgelerle ortaya koyan bu kapsamlı çalışmanın Gastro diploması vizyonumuza önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” ifadelerine yer verdi.