Yüksek sıcaklıkların kalp sağlığına etkisine yönelik konuşan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Samim Emet, “Sıcakla beraber kalbin 1 dakikada iş yükü 2 katına çıkmakta. Özellikle 50 yaş üzerinde ek hastalıkları olanlar, hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek yetmezliği, kalp yetersizliği, by pass gibi durumların varlığında hastalarımızın çok daha dikkatli olması lazım. Terlemeyle çok ciddi su kayıpları olabiliyor, hastamız da az su tüketimi yapan bir hastaysa ciddi anlamda tansiyon düşüklükleri, bayılmalar, hayatı tehdit eden aritmiler olabiliyor. Yaz aylarında, sıcaklıkların anormal derecede artmasıyla da kalp krizleri artabiliyor, spor etkinliklerine de çok dikkat etmemiz lazım” dedi.
Yaz aylarında aşırı sıcaklar ve nemin vücut sağlığına olumsuz etkilerde bulunabildiğini belirten uzmanlar uyarıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Samim Emet de kalp ve dolaşım sistemi hastalığı olan kişilerin bu süreçlerde daha dikkatli olması gerektiğini belirtti. Bunaltıcı sıcakların kalbin iş yükünü artırdığını söyleyen Doç. Dr. Emet, sıvı tüketimi ve spor konusunda dikkatli olunması gerektiğini aktardı.
Sıcaklıkların kalp sağlığı üzerindeki etkisine yönelik konuşan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Samim Emet, “Günümüzde sıcaklıklar artık biraz mevsim normallerinin üzerine çıkmaya başladı. Hastalarımızı uyarmayı önemli buluyoruz, sıcaklarla beraber özellikle yüksek tansiyon hastalarında ciddi problemler olabiliyor. Tansiyon ilaçlarının bazıları susatma isteğini azaltmış olabiliyor, su alımını azaltmış hastalarda ciddi sorunlar, terlemeyle su kayıpları, bayılmalar, tansiyonlarda aşırı düşmeler ve ya kalbin iş yükünde ciddi artışlar görebiliyoruz. Sıcakla beraber bir kalbin 1 dakikada iş yükü 2 katına çıkmakta, terlemeyle beraber sıvı elektrolit kayıpları, susuzluk durumunun oluşması böbrek, kalp yetersizliği bunlar hep kardeş hastalıklar, beraber bulunuyor maalesef. Bu durumlar da hastaları ciddi sıkıntıya sokabilmekte. İlaçlarıyla ilgili yeniden bir düzenleme gerekebiliyor. O açıdan hekimleriyle irtibat halinde bulunmak, kış döneminde yeterli olan dozun yaz döneminde değişme gösterebileceğinin farkında olunması konusunda bilgilendiriyoruz” dedi.
Sözlerine devam eden Doç. Dr. Emet, “Özellikle 50 yaş üzerinde ek hastalıkları olanlar, hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek, kalp yetersizliği gibi, koroner arter hastalığı geçirmiş, by pass, stent öyküsü bulunması gibi hastalık varlığında hastalarımızın çok daha dikkatli olması lazım. Elzem değilse güneşin en yoğun olduğu 11.00 ve 15.00 arasında çok fazla dışarıda bulunmamaları, bulunacaklarsa şapka takarak çıkmaları ve mümkün olduğunca yanlarında su bulundurarak su ihtiyacını gidermeleri şeklinde uyarılarda bulunuyoruz. İdrar söktürücü özelliği olan tansiyon ilaçları bulunuyor, bu ilaçlar susuzluk hissini maalesef bir miktar azaltmış olabiliyor. Terlemeyle çok ciddi su kayıpları mümkün olabiliyor, hastamız da az su tüketimi yapan bir hastaysa ciddi anlamda tansiyon düşüklükleri, bayılmalar, çarpıntı hisleri, elektrolit bozuklukların getirebileceği aritmiler, böbrek yetersizlikleri hayatı tehdit eden aritmiler olabiliyor. 2025 yılında New York’ta bir çalışma yapılmış, burada inmelerin yaz aylarında belirgin olarak 2 kata kadar artabildiği gözlemlenmiş. Nem oranı ve sıcaklığın beraber olduğu durumlarda da inmelerin 2 kata yakın arttığını gösteriyor, nem oranı çok etkiliyor, yüzde 70 orada bir sınırımız var. Yaz aylarında sıcaklıkların anormal derecede artmasıyla da kalp krizleri artabiliyor. Kışın da aynı şekilde söz konusu, aşırısı soğuklar da kalp krizlerini artırıyor. Yaz aylarında ağır sporlardan, egzersizlerden kaçınmak gerekiyor. Kişilerin kardiyoloji kontrolüyle beraber kendilerine uygun egzersizin planlaması anlamında hekimleriyle görüşmeleri gerekmekte ” şeklinde konuştu.
Yaz aylarında spor yaparken dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Emet, sözlerine şöyle devam etti:
“Yaz aylarında özellikle sıcaklarda spor etkinliklerine çok dikkat etmemiz lazım, sadece halı saha değil, tenis, diğer açık hava sporlarıdır hepsinde dikkatli olmakta fayda var. Genetik bazı aritmik kalp hastalıkları da var, çok genç yaşta, 10’lu yaşlarda bile ortaya çıkabiliyor. Güzel bir etkinlik kötü sonuçlanabilir, maalesef karşılaşıyoruz da. Eğer tütün kullanıyorsak, ailemizde genç yaşta bazı kalp hastalıkları açısından öyküler varsa, onun dışında ek hastalıklarımız varsa mutlaka bir kardiyak kontrolden geçerek bir spor işine girmemiz gerekiyor. Özellikle de sıcak aylarda buna ekstra özen gösterilmesi gerekiyor. 28 yaşında, üniversiteyi yeni bitirmiş bir arkadaşımız da bir halı saha maçı sırasında kalp kriziyle geldi, tabi bu hastalarda biraz daha pıhtılaşmaya eğilim açısından genetik riskler var mı diye araştırıyoruz. Her hastamızda, gencimizde böyle olacak diye bir şey yok. Mutlaka bir alt yapı, bilinmeyen bir hastalık ortaya çıkabiliyor. Teşhisi ilk kalp kriziyle koyduğumuz hastalar oluyor”