Osmanlı’da Saray mutfağının vazgeçilmezleri saymakla bitmiyor. Bal, tahin, pekmez ve daha birçok önemli gıda ön plana çıkıyor. Sağlıklı ve doyurucu tercihlerin olduğu Osmanlı Saray Mutfağında kullanılan kaseler ise ahşap olmasıyla dikkat çekiyor.
Osmanlı döneminde yeme alışkanlıkları denilince akla ilk gelen yemeğe olan saygıdır. Yemek saatine yakın kurulan yer sofraları herkes tarafından benimsenmişti.
Bu dönemde çatal, bıçak gibi yemek araç gereçleri yemek kültüründe bulunmamaktaydı.
Yemek kaseleri ahşap, toprak kaplar, bakır, gümüş ve nadiren altından elde edilirdi. Kullanılan kaseler nadiren altından da yapılırdı. Kaşık kullanmak ve hatta gidilen yerlere kaşığını yanında taşımak gibi bir uygulama bulunuyordu. Bal, tahin, pekmez ve daha birçok önemli gıdanın ön planda olduğu Osmanlı Mutfağında yemek ile birlikte yenilen ekmek, yufka, bazlama, pide gibi hamur işleri ise oldukça yaygındı. Bunlar el ile koparılarak yenirdi.
Osmanlı dönemi yeme alışkanlıkları genellikle saray mutfağından esinlenerek ortaya çıkmıştır. Yemek kültürü Anadolu’nun her bölgesinde farklılık göstermektedir. Tarım ve hayvancılık yapılan bölümlerde farklı, balık avcılığı yapılan bölümlerde farklıydı. Göçebe hayattan yerleşik düzene geçen Türk toplumu zamanla mutfağına tahıl, sebze ve meyve gibi ürünleri de dahil etmiştir. Bu yüzden Osmanlı mutfağında bir et yemeğinin içerisinde meyve görmek mümkündür.
Osmanlı’da yemek kültürü oldukça önemliydi. Değişen her dönem saray mutfağına yeni ürünler kazandırmıştı. Batılı ve doğulu ülkelerden gelen farklı ürünler farklı tatların ortaya çıkmasında etkili oluyordu.
Osmanlı döneminde yemek alışkanlıklarından biri de et ile meyvenin harmanlanmasıydı. Kuzu etiyle bir meyvenin sunulması yadırganmazdı. Koyun eti, kuzu eti, keçi eti tüketimi oldukça fazlaydı.
Sığır etinin yaygınlığından ziyade o dönemde sucuk ve pastırma kullanımı da oldukça fazlaydı. Et yemekleri ile servis edilen zengin bir içeriğe sahip olan pilavlar da oldukça popüler sayılırdı.
Diğer yandan bu yemeklerin pişirilmesi sırasında tereyağı kullanılırdı. Bu yemeklerin lezzetini iki kat artırırdı.
Yoğurtta önemli besin kaynakları arasındaydı. Şifalı ve kolay ulaşılır olmasından ötürü yoğurt her öğünde çıkabilirdi. Yemek yoksa bile yoğurdun içine ekmek doğranıp yenebilirdi.
Osmanlı döneminde yapılan bazı yemekler şunlardır;
İlikli padişah çorbası
Vişne çorbası
Çeşmi Nigar çorbası
Düğün çorbası
Toyga aşı
Kavata çorbası
Kaz kebabı
Mutancana
Su böreği
Mahmudiye
Beyrani
Süt kebabı
Pilavlı tas kebabı
Zerde
Revani
Keşkül
Saray helvası
Vezir parmağı
Osmanlı döneminde olduğu gibi günümüzde de popülerliğini koruyan bu yemekler Osmanlı mutfağının çok az bir kısmıdır.
Osmanlı’da yemek kültüründe ziyafet veya kutlama olduğunda sofrada çok çeşit yemekler olurdu. Bu durum gelenek haline gelmişti.
Yemeklerde aynı anda acı ve tatlı lezzeti bir arada bulmak garip bir durum değildi. Osmanlı mutfağında bu tarz lezzetler oldukça normal karşılanırdı.
Dönemin neredeyse tüm yemeklerinde tarçın, zahter, karabiber, kakule, kişniş ve anason kullanılabilirdi.
Bu nedenle İstanbul’da yaygın bir baharat ve aktar kültürü yer almıştır.