Sinema ve dizi adına birçok fenomen yapıma imza atan Birol Güven, Habertürk’e verdiği röportajda çarpıcı açıklamalara imza attı. Güven’in açıklamalardan biri, hangi konuda dünyanın gözünün üzerimizde olduğu, bir diğeri ise yüksek gişeli filmlere imza atanların dijital platformlara yönelmesiyle ilgili oldu.
Yapımcı, yönetmen ve senarist Birol Güven, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 23 Şubat 2024’te Sinema Genel Müdürü olarak atandı.
‘Çocuklar Duymasın‘, ‘Kaygısızlar’, ‘Ayrılsak da Beraberiz’, ‘En Son Babalar Duyar’, ‘Arka Sıradakiler’, ‘Doksanlar’ ve ‘Seksenler’ gibi TV yapımlarının yanı sıra; ‘Bayrampaşa: Ben Fazla Kalmayacağım’, ‘Dersimiz Atatürk’, ‘Mandıra Filozofu’, ‘Dijital Esaret’ gibi sinema yapımları bulunan Birol Güven, Sinema Genel Müdürü olduktan sonra yoğun çalışma temposunu şirketinin dışına taşıyarak TV ve sinema sektörü adına genişletti.
Birol Güven, yurt dışındaki festival, panel ve forum gibi organizasyonlarda Türk filmleri ve Türk dizilerinin tanıtımını üstlenerek mevcut pazarları korumaya çalıştı.
Yapımcı, senarist, yönetmen, sinema genel müdürü Birol Güven… Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü olarak atandıktan sonra Türk sinemasının tanıtımı için sık sık yurt dışındaki fuar ve forum gibi organizasyonlara katılıyorsunuz. Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Genel müdür olarak atanınca hayatımın Ankara’da geçeceğini düşünüyordum. Şu anda neredeyse Ankara’ya uğrayamıyorum. Yurt dışı odaklıyız. Türk sinemasını özellikle yurt dışında tanıtmak istiyoruz. Dizilerimiz de var. Sonuç olarak yapılacak çok iş var. En son Çin’e bir ziyaret düzenledik. Çin tarafında çok güzel gelişmeler oluyor. Çin ile çok yakınlaştık. Zaten çok yakın bir temas içindeydik. Şu anda Türk dizileri, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar kişi tarafından izleniyor.
Çin pazarına girmemiz halinde izleyici sayısı, bir anda 2 milyar kişiye yaklaşacak. Son ziyaretimiz Çin pazarına girmek için var olan temasları geliştirmek işi hızlandırmak içindi. En son ağustos ayının sonunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Çin Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şi Cinping tarafından onur konuğu olarak Şanghay’a davet edilince bizim ilişkilerimiz çok hızlandı. Açıkçası biz oraya Türk dizilerini ve Türk sinemasını tanıtmaya gittik. İnşallah çok yakında Çinlileri de Türk filmleri ve dizileriyle tanıştıracağız. Aynı şekilde onların sanatını da burada Türk izleyicisine tanıtacağız. Çin ile karşılıklı bir etkileşim içindeyiz. Çin, son günlerde bizim en önem verdiğimiz ülke. Biliyorsunuz Türk dizileri, dünyanın her yerinde izleniyor. Çin’de de izlensinler istiyoruz.
Dizilerimiz bu kadar çok izlenirken sinema filmlerimiz için neden geç kalınmıştır?
Çok basit bir nedeni var… Türk dizileri, Türkiye’de çok izleniyor ama Türk filmleri, Türkiye’de çok izlenmiyor. Biz kendi izleyicilerimize filmlerimizi izletemedikten sonra yurt dışında da izletemeyiz. Tabii bu dediğim ana akım sinema için geçerli. Sanat sinemasının ise başka bir yolculuğu var. Orada çok iyi bir jenerasyonumuz var. Festivallerde çok güzel ödüller alıyoruz. Bizim zayıf halkamız ana akım Türk sineması… Yurt dışına ulaştıramıyoruz. Bunun en büyük nedeni de bu filmlerin Türkiye’de izlenmiyor olması. Çünkü Türkiye, dünyanın en önemli fokus ülkesidir. Burada bir dizi Türkler tarafından çok izlenirse dünyanın gözü burada oluyor. Bence dünyanın gözü, Türkiye ve Türk izleyicisinde… Biz neyi seviyorsak onlar da onu seviyor. Öyle bir paralellik kurabiliriz.