Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses öldü mü sosyal medyada araştırılmaya başlandı. Binlerce kişinin okuduğu haberlerin aslı var mı merak edildi. Kısa sürede binlerce kişiye ulaşan bu paylaşımlar uzmanların “dijital mezar soygunculuğu” dediği yeni bir sorunu gündeme taşıdı.
Sabah Gazetesi yazarlarından Yüksel Aytuğ bu asılsız ölüm iddiaları çerçevesinde bir yazı kaleme aldı. Aytuğ’un yazısı konunun derinden anlaşılması için oldukça dikkat çekiciydi:
Geçen hafta birileri yine asılsız haberlerle sosyal medyada Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses‘i öldürdü. (!)
Bir insan neden başka biri hayattayken onun öldüğü haberini yayar ki? “Reyting ve tık’lanma için” diyeceksiniz değil mi? İyi de bunu sadece bir kez yapabilir. Sonrası “Yalancı Çoban” hikayesi…
Bence bu işin adı olsa olsa “dijital mezar soygunculuğu” olur. Zira sosyal medya üzerinden insanları diri diri mezara koyup, daha sonra da üzerlerinden maddi menfaat sağlamaya çalışmayı başka türlü açıklayamıyorum.
İçlerinden pek çoğunun da sadist psikopatlar olduğuna inanıyorum. Sevilen bir insanın sahte ölüm haberini yayarak hayranlarını üzmekten vahşi bir haz aldıkları kanaatindeyim. Tıpkı şaka olsun diye mahalle camiinden arkadaşının selasını okutanlar gibi…
İyi de bu eylemin yasalarda bir karşılığı, yaptırımı filan yok mu? Bu “dijital mezar soygunculuğu” ne zaman bilişim suçları arasına alınacak?
İbrahim Tatlıses, 1952 yılında Şanlıurfa’da, yedi çocuklu fakir bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Kürt, babası ise Arap kökenlidir. Babası Ahmet Tatlı cezaevindeyken doğdu. Doğduğu yerle ilgili “mağarada doğdum” ifadesini kullanarak zor geçen çocukluğunu sıkça dile getirmiştir.
Okula hiç gitmeyen Tatlıses, neden okuyamadığı sorulduğunda “Urfa’da sanki Oxford vardı da biz mi gitmedik?” diyerek çocuk yaşlarda çalışmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Küçük yaşlarda su satıcılığı ve çığırtkanlık gibi işler yapmış, gençliğinde inşaatlarda soğuk demir ustası olarak çalışmıştır.
Tatlıses, etnik kökeni hakkında zaman zaman farklı açıklamalarda bulunmuştur. Kanal D’de katıldığı bir programda “Babam Arap, anam Kürt, ben Türk’üm” derken; 2005 yılında Erbil’deki konserinde ise “Babam Türk, annem Kürt, ben Türk oğlu Türk’üm” ifadelerini kullanmıştır.
İbrahim Tatlıses, inşaatta türkü söylerken Adanalı bir yapımcı tarafından keşfedildi. Önce Adana’da, ardından Ankara’da gazinolarda sahne aldı. 1974 yılında Ankara Kınalı Pavyon’da seslendirdiği “Ayağında Kundura” adlı türküyle büyük çıkış yakalayarak Ankara Radyosu’na ve yılbaşı gecesi televizyona çıktı.
1970’li yılların ortalarında İstanbul’a taşınarak sahne çalışmalarını burada sürdürdü. Bu dönemde kendisine “Tatlıses” soyadını öneren müzisyen Yılmaz Tatlıses ile tanıştı ve “Tatlı” olan soyadını resmen “Tatlıses” olarak değiştirdi.
Tatlıses’in müzik kariyeri 1970’lerde çıkardığı 45’lik plaklarla başladı. İlk çıkış şarkıları arasında “Kara Kız” ve “Beni Yakma Gel Sevdiğim” yer aldı. Kariyeri boyunca 40’tan fazla albüm yayınladı. En bilinen eserleri arasında Mavi Mavi, Ayağında Kundura, Benim Hayatım, Haydi Söyle, Allah Allah, Yalnızım ve Aramam gibi parçalar bulunur.
1987’de Tatlıses Müzik’i, 1997’de ise İdobay Müzik şirketini kurarak yapımcılığa da adım attı. 1990’lı yıllarda ünü Yunanistan ve Orta Doğu’ya kadar ulaştı. 2008’de çıkan Neden albümünde yer alan Kürtçe “Şemmame” adlı parça, o dönem oldukça ses getirdi.
1985: Mavi Mavi
1994: Haydi Söyle
2003: Tek Tek
2005: Sizler İçin
2008: Neden
2010: Hani Gelecektin
Tatlıses, 1978’de Ayağında Kundura ve Ceylan filmleriyle sinemaya adım attı. 1980’li yıllarda hem başrol oynadı hem de filmlerinin müziklerini yaptı. 1983’te Derya Tuna ile başrolünü paylaştığı Günah filmi büyük ilgi gördü.
Kara Yazma (1979)
Mavi Mavi (1985)
Gülüm Benim (1987)
Fosforlu Cevriyem (1988)
Tetikçi Kemal (1993)
Fırat (1997)
İş Hayatı
İbrahim Tatlıses, müziğin dışında birçok sektörde de faaliyet gösterdi.
Kurucusu olduğu Tatlıses Turizm, Tatlıses Gıda, Tatlıses Çiğköfte, Tatlıses TV gibi şirketlerle; gıda, medya, turizm ve inşaat sektörlerinde yatırımlar yaptı.
Tatlıses, ilk evliliğini Urfa’da Adalet Durak ile yaptı ve bu evlilikten üç çocuğu oldu. 1979’da Kara Yazma filminde tanıştığı Perihan Savaş ile birlikteliğinden Melek Zübeyde adlı bir kızı dünyaya geldi. Ancak ilişkileri şiddet iddialarıyla son buldu.
1983’te Günah filminin çekimleri sırasında tanıştığı Derya Tuna ile ilişkisinden İdo Tatlıses (İbrahim) adında bir oğlu oldu.
2011 yılında Ayşegül Yıldız ile evlendi. Bu evlilikten Elif Ada adlı bir kız çocuğu oldu. Çift 2013 yılında boşandı.