Kadınlarda 30 yaşından sonra kolajen depoları boşalıyor. Bilim insanlarından bile uyarı niteliğinde olan bu durum ciddi durumlar doğurabiliyor. İşte detaylar…
Son zamanlar da ortaya çıkan 30 yaşından sonra kadınlarda sıkça görülen kolajen de azalma durumu hem cilt yapısını hem de sağlığı önemli derecede etkiliyor. Bu süreçte cilt üzerinde ciddi etkiler meydana geliyor.

Doğal kolajen üretimi azalırken cildin elastikliği de kayboluyor, eklemler daha hızlı yıpranırken yaşlanma belirtileri daha dikkat çekici oluyor. Bu habere başlamadan önce ilk olarak kolajenin ne olduğuna bakalım.

Kolajenler ilk etapta daha çok takviye edici olarak kullanılırsa vücudun yapı taşlarından biridir. Yaşlandıkça vücudun ürettiği kolajen miktarı da azalır. Düzenli ve dengeli bir beslenme ile vücudun kolajen yapmasına yardımcı olursunuz.

Kolajen, bağ dokusu ve kemiklerin organik yapısının ana bileşeni olan, vücutta en çok bulunan çözünmeyen lifli proteindir. Kıkırdak ve diğer bağ dokusunda bulunan lifli bir protein olan bu kolajen, ciltte tendon gibi kaslarda ve kemiklerde sağladığı güç ve esneklik ile eklem sağlığı, cildin esnekliği ve dayanıklılığından sorumludur.

Cildinizde dört üç şeklinde ve vücut proteinin ise üçte birini oluşturarak kemik ve kanda bulunması ile dikkat çeker. Belli bir yaştan sonra birçok kadın kolajen takviyesi almaya başlar.

Birkaç ay düzenli alınan kolajenler, cilt kırışıklığı ve pürüzleri iyileştirebileceğinden yaşa bağlı kemik yoğunluğunu artırdığını, eklem, sırt ve diz ağrılarına iyi geldiğini göstermektedir. Kolajen türleri ise 28 çeşide kadar dayanır. Kullanım alanlarına göre ve hastalıklara göre verilen kolajenler, 5 türü ile bilinir. Bunlar ise;
Tip I: Vücuttaki kolajenin yüzde 90’ını oluşturarak cilde, kemiklere, tendonlara ve bağlara yapı sağlamak için faydalanılır.
Tip II: Bu tip kolajen eklem desteği sağlayan elastik kıkırdakta yer alır.
Tip III: Atardamarlarda, kaslarda ve organlarda bulunur.
Tip IV: Cilt katmanlarında görülür.
Tip V: Gözlerde korneada, cilt, saç ve plasenta dokusunda yer alır. Şeklinde türleri mevuttur.

Bilim insanlarından ise bu durumla alakalı ise uyarılar ve açıklamalar gelmeye devam ediyor. Kolajen kullanılmasının faydalı olduğu yerler arasında kemiklerin güçlüğü, cilt yenilenmesi, yara iyileşmesinin doğal süreci, kırışıklılara iyi gelmesi, saç derisini ve saç güçlendirmesi, bağışıklık sistemini desteklemesi, kemik kaybını önleyerek kas kütlesini arttırır.

Bilim insanlarına göre, kolajen kaybı artık sadece bir kozmetik kayıp olarak ele alınmıyor. Kolajenler, vücudun yapısal dengesini koruyan proteinlerin azalması ve kas gücünde meydana gelen bu durum erken yaşlanmaya kadar götürüyor.

30 yaş sonrası dönemde kadınların vücut dengelerini tekrardan gözden geçirilmesi gereken kritik yaşlardan biri Bilim insanlarının düzenli beslenme ve takviye kullanımı ile sağlıklı yaşam alışkanlıklarının da kolajen kaybını azaltacağını ve yaşlanmayı geciktirebileceğini ifade ediyor. Bu sebeple 30 yaşından sonralar kolajen içimi ya da takviyesi yapmalılar.