Yalova Çınarcık’ta bulunan evinin 6. katından düşerek hayatını kaybedeb Güllü’nün ölümü, hala gündemin en başında yer almaya devam ediyor. Son olarak Adil Mimar Hakan İzgi, katıldığı programda, yaptığı tüm incelemelerin sonuçlarını tek tek paylaştı. Canlı yayında patlatılan tüm detaylar, soruşturmayı farklı bir boyuta taşıyacak cinsten. İşte detaylar…
Yalova’da 26 Eylül’de 6’ncı kattaki dairesinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden ünlü şarkıcı Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturma her geçen gün daha farklı bir hal alıyor.

Adli tıp raporunda ortaya çıkan kritik bulgular ve şaşırtıcı detaylar, dosyanın seyrini değiştirecek türden. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz’e ek olarak bir savcının daha Güllü soruşturmasında görevlendirildiği gelen bilgiler arasında yer aldı. SHOW TV ekranlarında yayınlanan Ela Rumeysa ile Bu Sabah programına konuk olan Adli Mimar Hakan İzgi, Güllü’nün şüpheli ölümüne dair çok çarpıcı açıklamalar yaptı.

Gazeteci Sevilay Yılman ile birlikte olay anını yeniden yorumlayan adli mimar, özellikle Güllü’nün bulunduğu evin yapısına ve düştüğü alanın dikkatle incelenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bununla birlikte Güllü’nün kızı Tuyan Ülkem, geçen haftalarda annesi Güllü2nün ölümüne dair yeniden ifade vermiş ve ortaya çıkan mesajları hakkında açıklamalarda bulunmuştu.
Güllü’nün kızı Tuyan, ortaya çıkan mesajlaşmalarına yönelik şu açıklamalarda bulundu.

‘”Medyada çıkan benim bir tanıdığımla yaptığım mesaj içeriklerinin aslını anlatmak isterim. Şöyle ki ben annemle yıllardır birlikte yaşıyorum. Ancak haziran ayında annemle aramızda bir tartışma çıkmıştı. Bu tartışmanın konusu benim nişanımla ilgili bir husustu. Tartışınca ben de anneme dargındım ve annemin evinden ayrılıp Çınarcık’ta yaşayan arkadaşım Sultan‘ın yanında geçici olarak kaldım. Tam 21 gündü. Bu süreçte de annemi ve beni yakından tanıyan aile dostumuz olan Bircan D. ile dertleşmek amacıyla konuşuyordum. Mesajlaşmalarımız da olmuştu.

Bu mesajlar da hatırladığım kadarıyla, ‘Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim’ şeklinde mesajlar atmıştım. Bir süre sonra hatta hatırladığım kadarıyla 3 ya da 4 gün sonra kardeşim Tuğberk beni annemle barıştırmak için vesile oldu.

Hatta Çınarcık’ta bir plajda kızım, kardeşim, Çiğdem abla da yanımdayken annemle birbirimizden karşılıklı özür diledik ve ben plajdan sonra da annemin arabasına binerek annemin evine döndüm ve birlikte yaşamaya devam ettik. Bu dargın olduğumuz süreç içerisinde annem de beni arayarak alkolün etkisiyle bana ‘Eve gelme seni istemiyorum. Gelirsen KADES’e basarım seni öldürürüm” gibi sinirle söylenen sözler söylüyordu.

Hatta küfür ediyordu. Biz annemle ara ara tartıştığımızda sinirle birbirimize bu tür laflar ediyorduk. Çünkü annem özellikle alkol alınca sinirlenen biriydi. Sinirlenince de alkolün etkisiyle ne konuştuğunu bilemezdi. Bu tarz incitici veya tehditvari sözler söyleyince ben de sinirlenirdim.’