Meme Kanseri sonrasında öz doku ile onarım nedir?
Meme kanseri tedavisi, hem fiziksel hem de duygusal açıdan derin izler bırakabilen bir süreçtir. Öz doku ile meme onarımı, bu yolculukta bedensel bütünlüğü yeniden kurmayı amaçlayan, vücudun kendi dokularından yararlanılan doğal bir rekonstrüksiyon yöntemidir.
Ezgi Sezer
Meme kanseri tedavisi, hem fiziksel hem de duygusal açıdan derin izler bırakan zorlu bir süreçtir. Öz doku ile meme onarımı ise bu yolculukta bedensel bütünlüğü yeniden kurmayı amaçlayan; vücudun kendi dokularından yararlanılarak gerçekleştirilen doğal bir rekonstrüksiyon yöntemidir.
Central Hospital – Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı – Doç. Dr. Majid Ismayılzada meme kanseri sonrasında öz doku ile onarım konusu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Majid Ismayılzada, “Bu teknikte karın, sırt, uyluk veya kalçadan alınan doku; damar yapıları korunarak meme bölgesine taşınır ve yeni bir meme formu oluşturulur. Sonuç, zamanla vücudun bir parçası hâline gelen, sıcaklığı, dokusu ve görünümüyle doğala en yakın rekonstrüksiyon seçeneklerinden biridir. Bu nedenle öz doku ile onarım, birçok hastanın kendini yeniden tamamlanmış hissettiği bir dönüşümü temsil eder.” dedi.
ÖZ DOKU İLE ONARIM NEDEN TERCİH EDİLİR?
Öz doku ile rekonstrüksiyonun en önemli avantajı, yeni meme dokusunun tamamen kişinin kendi dokularından oluşmasıdır.
Bu sayede:
• Daha doğal bir görünüm ve doku yumuşaklığı elde edilir.
• Vücut dokusu zamanla yaşlanma süreciyle uyumlu şekilde değişir.
• Radyoterapi sonrası zarar görmüş cilt ve yumuşak dokulara canlı, kanlanan bir doku desteği sağlanır.
• Silikon implantlarda görülebilen kapsül, sertlik veya şekil bozukluğu riskleri daha düşüktür.
Bu yöntem, özellikle radyoterapi sonrasında doku kalitesi azalmış hastalarda daha sağlıklı iyileşme koşulları sunar. Öz doku ile onarım, estetik bir müdahale olmanın ötesinde, kişinin kendi bedenine yeniden güven duymasını sağlayan bütünsel bir onarım sürecidir.
ÖZ DOKU İLE ONARIMDA KULLANILAN TEKNİKLER NELERDİR?
Öz doku rekonstrüksiyonu birçok farklı flep türü ile gerçekleştirilebilir. Her yöntem, hastanın anatomisine ve tıbbi geçmişine göre özenle seçilir.
DIEP FLEBİ (DERİN INFERİOR EPİGASTRİK PERFORATÖR FLEBİ)
Karın bölgesindeki deri ve yağ dokusu, kas korunarak mikrocerrahiyle meme bölgesine taşınır. Doğal görünüm ve uzun ömürlü sonuçları nedeniyle günümüzde en çok tercih edilen yöntemlerden biridir. Bu teknikte karın alt bölgesindeki deri ve yağ dokusu, damar yapıları korunarak meme bölgesine aktarılır; ancak kas dokusu tamamen yerinde bırakılır.
Kasın korunması, hem ameliyat sonrası hareket fonksiyonlarının devamını sağlar hem de karın duvarında zayıflık, fıtık veya güç kaybı gibi sorunların görülme riskini belirgin şekilde azaltır.
DIEP flebin sağladığı hacim, doğal meme dokusunun yumuşaklığına çok yakın olduğundan, rekonstrüksiyon sonrası elde edilen görünüm hem estetik açıdan zarif hem de dokusal açıdan gerçekçi olur. Mikrocerrahi ilkeleriyle damarların yeni bölgeye bağlanması, dokunun canlılığını korur ve zamanla meme formunun vücutla uyumlu bir şekilde oturmasına olanak tanır. Ayrıca, karın bölgesinde gözle görülür bir incelme elde edilmesi; rekonstrüksiyon sürecine estetik bir katkı daha sağlar. Bu nedenle DIEP flep, hem doğal doku arayan hastalar hem de uzun vadeli, dayanıklı ve uyumlu bir onarım isteyenler için öne çıkan, bütünsel bir rekonstrüksiyon biçimidir.
İlgili Haberler
ÖZ DOKU İLE ONARIMIN AMACI
Bu cerrahi yaklaşımın en temel hedefi, memenin hem görünümünü hem de dokusal bütünlüğünü doğal bir formda yeniden kazandırmaktır.
Onarım sonrası memenin:
• yumuşak,
• sıcak,
• doğal kontürlü,
• uzun vadede stabil kalabilen
bir yapıda olması amaçlanır. Bu, yalnızca fiziksel bir yeniden yapım değil; kişinin beden algısını, özgüvenini ve yaşam kalitesini derinden etkileyen bir iyileşme sürecidir.
ÖZ DOKU İLE MEME ONARIMINDA AMELİYAT SÜRECİ
Cerrahi, mikrocerrahi tekniklerin kullanıldığı detaylı bir süreçtir. Donör bölgeden alınan doku; damar bağlantıları korunarak meme bölgesine taşınır ve burada yeni damarlarla ince mikrocerrahi yöntemlerle birleştirilir.
Yeni meme formu, taşıdığı dokunun doğal yumuşaklığı sayesinde estetik açıdan uyumlu bir kontura sahip olur. Ameliyat süresi uygulanan tekniğe göre değişmekle birlikte, iyileşme süreci aşamalı olarak ilerler. Doku zaman içinde yerleşir, hacim dengesi oturur ve konturlar doğal bir form kazanır.
KİMLER ÖZ DOKU İLE REKONSTRÜKSİYONA UYGUNDUR?
Bu yöntem genellikle:
• Radyoterapi görmüş,
• İmplant için uygun doku kalınlığı bulunmayan,
• Uzun vadede daha doğal ve stabil bir sonuç isteyen,
• Donör bölgesinde yeterli doku bulunan
hastalar için ideal bir seçenektir. Her hastanın anatomik yapısı ve tıbbi geçmişi dikkatle değerlendirilerek kişiye özel bir planlama yapılır.
ÖZ DOKU İLE REKONSRÜKSİYON SONRASI İYİLEŞME
İyileşme süreci operasyonun kapsamına göre değişir. Ödem, renk değişikliği ve dokuların yeni alana adaptasyonu zaman içinde doğal olarak azalır. Donör bölgesi de düzenli takiplerle sağlıklı bir şekilde iyileşir. Aylar içinde yeni meme dokusu yumuşar, doğal bir form alır ve vücudun genel doku tonu ile uyum sağlamaya başlar. Sonuç; hem estetik hem fonksiyonel bütünlüğün yeniden kazandırıldığı, doğal hatlara sahip bir meme görünümüdür.
ÖZ DOKU İLE ONARIMIN UZUN VADELİ AVANTAJLARI
• Doğal ve kalıcı sonuç
• Doku yaşlanmasının vücutla uyumlu olması
• İmplant kaynaklı sorun riskinin düşük olması
• Radyoterapi sonrası daha sağlıklı iyileşme
• Vücut dokusuyla sıcaklık ve hissiyat uyumu
Bu nedenlerle öz doku rekonstrüksiyonu, uzun vadede memnuniyet oranı yüksek olan onarım yöntemlerinden biridir.
