Günümüzde çocukların ekran süresini azaltmak ve kaldırmak kadar onlara alternatif ve çekici aktiviteler sunmak da kritik öneme sahiptir. Örneğin açık hava oyunları, sanat etkinlikleri, kitap okuma veya aile ile birlikte yapılan masa oyunları hem eğlenceli hem de gelişimsel açıdan faydalıdır.
Ebeveynlerin kendi ekran kullanım alışkanlıklarını gözden geçirip model olmaları çocukların dijital medya ile sağlıklı bir ilişki geliştirmesine yardımcı olur. Bilimsel veriler, tutarlı kurallar, rutinler ve pozitif pekiştirme ile desteklenen bu yaklaşımın çocuklarda ekran bağımlılığını önlemede etkili olduğunu göstermektedir.
Günlük ekran süresini yaşa uygun olarak belirleyin. Örneğin:
2-5 yaş: 1 saatten az kaliteli içerik
6-12 yaş: 1-2 saat eğlence amaçlı kullanım
Belli saatler belirleyin: Örneğin yemek, okul sonrası veya yatmadan önce ekran yok.

Fiziksel aktiviteler: Spor, bisiklet, parkta oyun
Sanat ve el işi: Resim, boyama, lego, müzik
Sosyal oyunlar: Arkadaşlarla veya aile ile masa oyunları
Çocuğun izlediği veya oynadığı içeriğe ortak olun, içeriği tartışın.
Bu hem kaliteli zaman sağlar hem de bağımlılık riskini azaltır.
Yemek masası, yatak odası gibi alanlarda ekran yasağı koyun.
“Ekransız gün” veya “ekransız saat” uygulayın.

Ebeveynlerin kendi ekran kullanımını sınırlandırması çok etkili.
Çocuklar, ekran yerine kitap okuma veya oyun gibi alışkanlıkları ebeveynlerinden öğrenir.
Yaşa uygun ve eğitici içerik seçin.
Gereksiz reklam ve bağımlılık yapan uygulamalardan uzak tutun.
Gerekirse ebeveyn denetim uygulamaları kullanın.

Çocuklar bazen yalnızlık, sıkıntı veya stres nedeniyle ekrana yönelir.
Duygularını paylaşabilecekleri bir ortam sağlayın.
Pozitif geri bildirim ve ilgi gösterin.
Ani yasaklar yerine, ekran kullanımını yavaş yavaş azaltın.
Ödüllendirme ve rutin oluşturma ile ekran dışı alışkanlıkları pekiştirin.
İpucu: Çocuğun ilgisini çeken bir etkinliği bulursanız, ekran kullanımını azaltmak çok daha kolay olur. Örneğin bir hobi, spor veya aile aktiviteleri bağımlılığı önler.

Geleneksel görüş: Zeka sabit bir yetenek olarak doğuştan gelir.
Güncel bilim: Zeka, genetik faktörlerle belirlenir ama çevresel etkenlerle de önemli ölçüde şekillenir. Yani zekâ potansiyeli değişmese de gerçekleşen zekâ (performans) artırılabilir.
Çocukların bilişsel gelişimini ve zekâ potansiyelini destekleyen faktörler şunlardır:
Kitap okumak, bulmacalar çözmek, yeni bilgiler öğrenmek.
Dil becerileri ve mantıksal düşünme gelişir.

Düzenli uyku, dengeli beslenme, egzersiz beyin gelişimi için kritik.
Omega-3, demir ve vitaminler bilişsel performansı destekler.
Arkadaşlar ve aile ile oyun, iletişim, problem çözme becerilerini artırır.
Müzik, resim, drama gibi aktiviteler beynin farklı bölgelerini uyarır.

Sadece test puanları değil, mantık, problem çözme ve öğrenme becerileri gelişir.
Aşırı ekran kullanımı özellikle küçük çocuklarda dikkat, konsantrasyon ve sosyal becerileri olumsuz etkileyebilir.
Ama kaliteli eğitim içerikleri ve doğru süre ile ekran, bilişsel gelişimi destekleyebilir.
Çocuğun genetik zekâ seviyesi sınırlı olsa da, bilişsel becerilerini ve öğrenme kapasitesini artırmak mümkün. Yani zekâ “yükselmez” demek yanlış, ama çocuğun potansiyelini maksimuma çıkarabiliriz.