Günlük yaşamda sıklıkla göz ardı edilen cilt koruma alışkanlıkları, uzun vadede yaşlanma belirtilerini hızlandırabiliyor. Uzmanlara göre, ultraviyole ışınlarının yalnızca güneşten değil, ay ışığından, ekranlardan ve hatta bazı yapay ışıklardan da yansıdığı gerçeği artık göz ardı edilmemeli. Bu nedenle dermatologlar, gece yürüyüşlerine çıkanların ya da dolunay ışığında uzun süre açık havada kalanların, düşük dozda da olsa güneş kremi kullanmasını öneriyor.
Cilt sağlığı denildiğinde akla gelen ilk şeylerden biri güneş ışınlarının zararlı etkileridir. Ancak son dönemde dermatologlardan gelen açıklamalar, bu algıyı tamamen değiştirecek türden.
Sadece güneşli havalarda değil, gece saatlerinde, hatta ay ışığı altında bile cilt korumasının ihmal edilmemesi gerektiği belirtiliyor. Bu da “Ay ışığında güneş kremi mi sürülür?” sorusunu gündeme taşıdı.
Günümüzde birçok kişi, güneş koruyucu ürünleri yalnızca yaz mevsiminde, güneşin tam tepede olduğu zamanlarda ya da tatil günlerinde kullanıyor. Oysa uzmanlara göre bu, cildi UV ışınlarının etkilerinden korumak için yeterli değil. Çünkü cilt, sadece doğrudan güneş ışığına değil, aynı zamanda dolaylı yansımalara da maruz kalabiliyor. Üstelik bu yansımalar yalnızca gündüz değil, gece saatlerinde de etkisini sürdürüyor.
Bilimsel verilere göre, ay ışığı doğrudan UVB ya da UVA ışını yaymasa da, dolaylı olarak güneşten gelen bu ışınları yansıtabiliyor. Özellikle dolunay zamanlarında, gökyüzünde yoğun biçimde parlayan ay, bazı yüzeylerden gelen UV ışınlarının ciltle temas etmesine sebep olabiliyor. Bu yansıma düşük seviyelerde gerçekleşse de, ciltte yıllar içinde ince kırışıklıklar, renk eşitsizlikleri ve kuruluk gibi sonuçlara yol açabiliyor.
Dermatoloji uzmanları, cildin gece saatlerinde tam bir onarım sürecine girdiğini, ancak bu sürecin dış faktörlerle sekteye uğrayabileceğini belirtiyor. Özellikle açık havada uyuyanlar, kamp yapanlar ya da gece yürüyüşü alışkanlığı olan kişiler için bu durum daha da önem kazanıyor. Çünkü ay ışığıyla temas süresi arttıkça, yansıyan UV ışınlarının etkisi de artabiliyor.
“Güneş kremi yalnızca yazın, deniz kenarında sürülür” düşüncesi çoktan demode oldu. Günümüzde artık cilt bakımında dört mevsim koruyucu kullanımının önemi konuşuluyor. Hatta uzmanlar, ofis ışıkları, dijital ekranlar ve gece aydınlatmalarının dahi cilt üzerinde tahriş edici etkiler oluşturabileceğini belirtiyor. Bu sebeple hafif formüllü, nem bazlı ve gündelik kullanıma uygun güneş koruyucuların gece saatlerinde de tercih edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Ay ışığı her zaman aynı düzeyde yansıma yapmasa da, dolunay zamanlarında yansıyan ışık miktarı ciddi biçimde artabiliyor. Özellikle kamp yapanlar, doğa yürüyüşçüleri ve balkon ya da bahçede uzun vakit geçirenler için bu dönemlerde ekstra önlem alınması öneriliyor. UV ışınları doğrudan hissedilmese de, uzun süreli temas cilt yüzeyinde yavaş ama kalıcı etkiler bırakabiliyor.
Cilt yaşlanmasının yalnızca genetik faktörlere bağlı olmadığını artık herkes biliyor. Gündüz vakti kullanılan bakım ürünlerinin etkisini artırmak ve cildin gece onarım sürecini desteklemek için, hafif güneş koruyucularla cildi gece saatlerinde de koruma altına almak büyük önem taşıyor. Bu sayede ince çizgiler, leke oluşumu ve kuruluk gibi sorunlar daha baştan engellenebiliyor.
Uzman dermatologların bu uyarısı, güneş koruyucu alışkanlıklarının yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. Artık yalnızca yaz aylarında değil, dolunaylı bir gecede dahi cilt savunmasının devam etmesi gerektiği yönünde güçlü bir farkındalık oluşuyor.