Tıbbın babalarından biri kabul edilen İbni Sina, yalnızca çağının değil, yüzyıllar sonrasının da sağlığına yön veren isimlerden biri oldu. Onun yazdıkları, günümüz modern tıbbıyla kesişen öngörülerle dolu. Bu öngörülerden belki de en dikkat çekici olanı ise “altın saat” vurgusudur. Günün belirli zaman dilimlerinin bedene ve ruha etkisine dair yaptığı tespitler, günümüzde sirkadiyen ritim adı verilen biyolojik saatin temel ilkeleriyle birebir örtüşüyor.
İbni Sina’ya göre sabahın erken saatleri, bedenin kendini en iyi yenilediği, zihnin berraklaştığı ve ruhun güçlendiği zaman dilimidir. Güneşin ilk ışıklarıyla uyanmak, sadece bir alışkanlık değil; aynı zamanda sağlığı kökten etkileyen bir tercihtir. Sabah saatlerinde yapılan hafif bir yürüyüş, alınan temiz hava ve güne başlanılan sade bir kahvaltı, İbni Sina’nın “şifa için en uygun vakit” dediği dönemin vazgeçilmezleri arasında yer alır.
Bugün bilim insanları, sabah saatlerinde kortizol hormonunun doğal olarak yükseldiğini ve bunun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Aynı saatlerde yapılan egzersizlerin metabolizmayı hızlandırdığı, zihni daha açık hâle getirdiği ve duygusal dengeyi desteklediği de araştırmalarla sabit. Modern tıbbın “biyolojik saat” olarak adlandırdığı bu düzen, İbni Sina’nın asırlar önceki gözlemleriyle neredeyse örtüşüyor.
İbni Sina’ya göre beden, sabah saatlerinde hem temizlenmeye hem de yeni bilgileri almaya çok daha açıktır. Bu nedenle öğrenme, dua, ibadet ya da tefekkür gibi ruhsal ve zihinsel faaliyetlerin de bu saatlerde yapılması tavsiye edilmiştir. Aynı şekilde, sindirim sistemi de sabah daha aktif çalışır. Dengeli ve besleyici bir kahvaltının bu saatlerde yapılması gerektiğini söyleyen İbni Sina, böylece hem bedenin hem de zihnin gün boyu zinde kalacağını belirtir.
İbni Sina’nın “altın saat” olarak nitelediği bu sabah zamanları, aslında bize yaşamın ritmine ayak uydurmayı öğütlüyor. Teknolojiyle birlikte değişen uyku düzenlerimiz, ekran ışıkları altında geçen geceler ve geç yapılan kahvaltılar, modern hayatın sağlığımıza verdiği zararın sessiz nedenleri olabilir.
Eğer her gün sabah saatlerine birkaç dakikalığına bile olsa dikkat kesilirsek, belki de sağlığımızda büyük bir dönüşüm başlayabilir. Bu sadece bir zaman dilimi değil; aynı zamanda bedene, zihne ve ruha yeniden hayat vermek için bir davet…