Türkiye’de kadınlar nüfusun neredeyse yarısını (40 milyon) oluşturmasına rağmen, TÜİK’in Temmuz 2019 verilerine göre iş gücüne katılım oranı kadınlarda %34,5, erkeklerde ise %71,8. Kadınların iş hayatındaki görünürlüğü her geçen gün artsa da, önlerinde hâlâ görünmez engeller bulunuyor. Ücret eşitsizliği, cam tavan sendromu, annelik, ağ ve mentor eksikliği gibi faktörler kadınların kariyer yolculuklarını zorlaştırıyor.
Kadınlar, Türkiye nüfusunun neredeyse yarısını oluşturmaktadır (40 milyon), bununla birlikte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan Temmuz 2019 verilerine göre işgücüne katılım oranı kadınlar için %34,5 iken erkekler için %71,8’dir. Günümüzde kadınların çalışma oranı gittikçe artmaya devam etmektedir. Eskiden “erkek mesleği” olarak görülen alanlar, kadınların dokunuşlarıyla daha da güzelleşiyor ve kadınların güçlü varlıkları diğer kadınları da motive ediyor. Artık kadınlar, “kadın yapamaz” önyargılarını tek tek yıkıyorlar.
Kadınların kariyer yolculuklarındaki yükselmeleri, iş dünyasının ve toplumun genel refahını artırabilir. Cinsiyet çeşitliliğine sahip şirketlerin diğerlerine göre yüzde 21 daha fazla kâr elde ettiklerini görüyoruz (McKinsey). Buna rağmen kadınların iş dünyasında yükselmesini engelleyen bir dizi zorluk ve engel var. Peki bu engeller neler ?
Kadınların iş dünyasında yükselmesini engelleyen bir dizi zorlukların engellerin başında şunlar yer alıyor:
Ücret eşitsizliği: Kadınlar erkeklere göre aynı pozisyonlarda genellikle daha düşük ücretler alırlar. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2021 yılında dünya genelinde kadınlar ile erkekler arasındaki ücret eşitsizliği %16’dır; bu, yılda yaklaşık 36 gün ücretsiz çalışma anlamına gelir.
Cam tavan sendromu: Kadınlar, üst düzey yöneticilik pozisyonlarına ulaşırken görünmez engellerle karşılaşırlar.
Annelik: Kadınlar anne olduktan sonra kariyerlerinin olumsuz etkileneceğinden endişe ederler. Şirketler de anne olma potansiyeline sahip kadınların terfilerini bilerek veya bilmeyerek kısıtlayabilir.
Ağ ve mentor eksikliği: Etkili bir iş ağına sahip olmak kariyer gelişimi için önemlidir, ancak kadınlar bu fırsatlara her zaman kolayca ulaşamaz.
Cinsiyet temelli önyargı ve ayrımcılık: Toplumun kadının rolüne ilişkin kalıplaşmış tutumları, onların liderlik pozisyonlarına gelmelerinin önünde ciddi bir engel oluşturur.
Çalışma saatleri ve iş-özel yaşam dengesi: Aşırı mesailer, kadınların aile yaşamıyla iş yaşamı arasında denge kurmalarını zorlaştırır.
Kadınlar arasındaki rekabet: Kadınlar arasındaki dayanışma yerine rekabetin öne çıkması, ilerlemeyi engelleyebilir.
Cinsiyet rolleri ve kalıplar: Toplumsal beklentiler kadınların özgüvenini ve liderlik motivasyonunu zayıflatabilir.
Kadınların iş yaşamlarında yükselmesinin önüne geçen bu engeller, iş dünyasında cinsiyet eşitliğini sağlama çabalarımızın devam etmesi gerektiğini gösteriyor. Bu engelleri aşmak, hem kurumsal hem de toplumsal ölçekte değişim adımlarını hızlandırmakla mümkün olabilir.
Kadınların iş dünyasında en çok karşılaştıkları sorunlardan biri cam tavan sendromudur. Peki cam tavan sendromu nedir?
Kadınlar ve azınlık gruplarının iş dünyasında veya diğer profesyonel alanlarda üst düzey pozisyonlara yükselmesini engelleyen görünmez bariyerleri ifade eder. Bu kavram, bireylerin nitelikleri ve yeteneklerine rağmen karşılaştıkları sistematik engelleri tanımlar.
Cam tavan sendromu, özellikle kadınların kariyerlerinde ileriye doğru önemli adımlar atmasını zorlaştıran önyargı ve ayrımcılığı kapsar. Bu durum, bireylerin potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmelerini engeller ve eşitlikçi bir çalışma ortamının oluşmasını zorlaştırır. Kişi bu gibi durumları tek başına yönetemediği durumda psikolojik yardım alması gerekir.