Soğuk hava yanaklarınızı pembeleştirebilir, ancak cildiniz zaten biraz kuruysa, ekstra soğukluk cilt hücrelerinizden suyu çekecek ve onları daha da kuru hale getirecektir. Kar, UV radyasyonunu yansıttığı için hava bulutlu gibi görünse bile güneşi de yansıtır. Taze kar sudan bile daha fazla UV radyasyonu yansıtır. Bu durum, açıkta kalan cildin bulutlu günlerde bile cilt hasarı riski altında olduğu anlamına gelir.
Özellikle kış ayları cildinizi daha fazla korumanız gereken bir dönemdir. Kar soğuğunda cildiniz için nemlendirici kullanmak, dudak ve el bakımına özen göstermek, güneş koruyucu sürmek gibi adımlar cildinizi soğuk hava ve güneşin zararlı etkilerinden koruyarak sağlıklı ve canlı tutabilir. Peki, soğuk hava cilde iyi gelir mi?
Kar yağışı, cilt üzerindeki bazı etkileri olumlu olsa da, doğrudan yüze temas ettirilmesi bazı durumlarda ciltte kuruluk ve tahrişe sebep olabilir. Özellikle soğuk havalarda kar ile temas eden ciltlerde kızarıklık ve hassasiyet görülebilir. Bu nedenle cildinizi korumak için uzun süre karla temas etmekten kaçınmak ve yüzünüzü koruyucu bir krem veya nemlendirici ile örtmek önemli olabilir. Ayrıca güneşin UV ışınları kar tarafından yansıtıldığı için güneş yanıklarına karşı da dikkatli olunması gerekmektedir.
Kış havası cildinize özellikle zarar verebilir. Nem seviyelerinin düşmesi ve havadaki nem eksikliği cildinizin donuk, kuru ve pullu görünmesine neden olabilir. Kar yağışı cilt yüzeyine tamamen zarar vermez. Kış rüzgârı, bazı avantajları da vardır. Soğuk hava, harika bir kış cilt bakımı rutiniyle birleştirildiğinde cildinize yardımcı olabilir ve yaşlanmaya karşı savaşabilir. Kış aylarının cildinize fayda sağlayabileceği nedenler şunlardır:
1- Gözeneklerin açık ve tıkanık kalmamasına yardımcı olur
Kar yağışı, soğuk sıcaklıklar oluşturur. Cilt yüzeyindeki tıkalı gözenekleri azaltır ve daha az görünür hale getirerek bir tonik veya büzücü görevi görebilir. Soğuk hava, sebum salgısını yavaşlatır ve önler, parlamayı uzak tutar ve cildinizi ve saçınızı su geçirmez hale getirir. Açık gözenekler ve daha az yağ, aknenin de azalması anlamına gelir.
Soğuk havanın cilde olan olumlu etkilerinden biri de kan dolaşımını arttırarak cildin daha canlı ve sağlıklı görünmesini sağlamasıdır. Soğuk hava, anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğundan tahriş olmuş cildi yatıştırabilir. Bu sayede kızarıklık ve hassasiyet gibi sorunlar azalabilir.
2- Şişkinlik ve iltihaplanma azalır
Soğuk hava, iltihabı azaltmak için doğal bir buz torbası görevi görür. Soğuk hava, hem yüzünüzde hem de vücudunuzun geri kalanında kan dolaşımını teşvik eder. Dolaşımdaki artış, iltihabın azalması ve doğal olarak daha az şiş gözler anlamına gelir.
3- Daha iyi bir gece uykusu
Sağlıklı görünen bir cilt için uyku hayati önem taşır. Göz altı morluklarını azaltmaktan size parlak bir cilt kazandırmaya kadar, tam bir gece uykusu şarttır. Yaz aylarındaki sıcak gece sıcaklıkları aslında uyku düzeninizi bozarak çoğu insanda sağa sola dönmeye neden olur. Uyurken daha soğuk sıcaklıklar, uykuya daldıktan birkaç saat sonra oluşan vücudun doğal iç sıcaklığındaki düşüşü taklit eder.
Yatak odanızın sıcaklığını 15 ila 20 derece arasına ayarlarsanız, daha fazla kalori yakabilirsiniz. Bu ideal sıcaklık aralığı, vücudunuzun dinlenme ve iyileşme sürecini desteklerken cildinizin nem dengesini korumasına da yardımcı olabilir. Doğru uyku ortamı sayesinde cildiniz gece boyunca yenilenir ve canlanırken, göz altı morlukları gibi sorunlar da azalabilir.
4- Yüzü gençleştirir
Sabah yüzünüzü soğuk suyla yıkadığınızda cildiniz sıkı, canlı ve parlak kalır. Soğuk su, tırnak etlerinizi ve gözeneklerinizi sıkılaştırarak cildinizdeki gözenekleri kapatır. Gözenekler daha küçükse kir ve yağların gözeneklerinize girmesi daha zordur. Soğuk hava, cildinizi soğuk suyla aynı şekilde canlandırmak için çalışır.
Soğuk hava uygulaması da cildi sıkılaştırabilir ve canlandırabilir. Cildinizi soğuk havaya maruz bırakmak, kan dolaşımını arttırarak cilt tonunu eşitleyebilir ve cildi daha genç ve sağlıklı bir görünüme kavuşturabilir. Soğuk hava cildin nem seviyesini dengeleyerek kuruluğu azaltabilir ve doğal parlaklığını ortaya çıkarabilir.
5- Yanaklarınıza renk katar
Orta derecede kış soğuğu kan damarlarınızı tepki vermeye alıştırır ve yanaklarınızda hoş bir pembe renk tonuna neden olur. Daha soğuk havalarda dışarı çıkmayı planlıyorsanız, tamamen doğal bir görünüm için allık sürmeyi atlayabilirsiniz.
Soğuk hava cildinizi canlandırarak sağlıklı ve taze bir görünüm kazandırabilir. Özellikle yanaklarda oluşan doğal pembe renk tonu, makyaj malzemelerine gerek duymadan yüzünüze doğal bir ışıltı verir. Bu durumda allık kullanmak yerine cildinizin doğal rengini ön plana çıkarmak için nemlendirici ve güneş koruyucu gibi temel cilt bakım ürünlerine odaklanabilirsiniz.
6- Yaşlanmayı yavaşlatır
Soğuk hava, cildi güzelleştirir ve gençleştirir. Bir bakıma, cildi sıkı, canlı ve parlak tutarak yaşlanma sürecini yavaşlatır. Bir dahaki sefere dışarı çıktığınızda ve üşüdüğünüzde ücretsiz bir kriyoterapi spa tedavisini düşünün.
Orta derecede soğuk sıcaklıklar, kan damarlarını kısıtlayarak cildin genel sağlığı için iyi olabilir. Kan damarlarının kızarıklığa ve şişmeye daha az eğilimli olmasını sağlar. Soğuk hava uygulaması sayesinde ciltteki gözenekler sıkılaşabilir, cilt tonu dengelenebilir ve cilt elastikiyeti artabilir.
7- Vücudunuzun yağ yakmasına yardımcı olur
Soğuk hava genel görünümünüz üzerinde önemli bir etki oluşturabilir. 2012’de araştırmacılar soğuk havanın kalori yakımını tetiklediğini keşfettiler. Soğuk sıcaklıklar “kahverengi yağlarınızın” daha hızlı yanması için sinyal verir, bu da kış havasının kilo kontrolü için katalizör olabileceği anlamına gelir.
Soğuk hava koşulları, vücudunuzun termojenezisini (ısı üretme süreci) arttırarak metabolizmanızı canlandırabilir. Dolayısıyla, soğuk hava sayesinde vücut daha fazla enerji harcar ve bu da kilo kontrolüne yardımcı olabilir.
1- Günlük nemlendirin
Petrol veya krem bazlı nemlendiriciler, normalden kuruya ciltler için losyonlardan daha iyidir. Hassas bir cildiniz varsa, kokusuz veya lanolinsiz bir nemlendiriciler seçebilirsiniz. Nemlendiriciyi banyodan sonra doğrudan ıslak cildinize uygulayın. Bu şekilde nemlendiriciyi yüzeydeki nemi hapsedebilirsiniz.
2- Cildinizi temizleyin.
Çok fazla temizlik cildin doğal nemlendiricilerini yok eder. Yüzünüzü, ellerinizi, ayaklarınızı ve cildinizin kıvrımlarının arasını günde bir kez yıkamanız yeterlidir. Gövdenizi, kollarınızı ve bacaklarınızı her gün yıkayabilirsiniz, ancak bu bölgelere her gün sabun veya temizleyici kullanmanız gerekmez.
3- Sıcak su ve sabun kullanımını sınırlayın.
“Kış kaşıntısı” yaşıyorsanız, tahriş etmeyen, deterjan bazlı olmayan bir temizleyiciyle kısa ılık duşlar veya banyolar alın. Hemen ardından, kalın bir krem veya vazelin türü nemlendirici uygulayın. Cildinizi nazikçe kurulayın.
4- Nemlendirin.
Kuru hava cildinizdeki nemi çekebilir. Oda nemlendiricileri çok faydalı olabilir.
5- Kendinizi rüzgârdan koruyun.
Yüzünüzü örtün ve petrol bazlı bir dudak kremi kullanın. Petrol ve seramid içeren kremler içeren cilt koruyucular da etkilidir.
6- Aşırı soğuktan kaçının.
Soğuk sıcaklıklar bazı kişilerde cilt rahatsızlıklarına veya donmaya neden olabilir. Ellerinizde veya ayaklarınızda ağrı veya ülserasyonla birlikte renk değişiklikleri gelişirse hemen bir doktora görünmelisiniz. Bir parmak veya ayak parmağınızda aşırı ağrı ve ardından his kaybı gelişirse donma olabilir.
7- Cildinizi güneşten koruyun.
Kış güneşinin de cilt için tehlikeli olabilir. Kışın bile, uzun süre dışarıda kalmayı planlıyorsanız, 15 veya daha fazla güneş koruma faktörüne sahip bir güneş kremi kullanmalısınız. Güneş ışığına aşırı maruz kalmak cildin erken yaşlanmasına ve cilt kanserine yol açabilir.
8- Kışın bronzlaşmaktan kaçının.
Yaz ışıltınızı korumak istiyorsanız, ekstra nemlendiriciyle birlikte kendi kendine bronzlaştırıcılar kullanın. Tek başına bronzlaştırıcı kullanımı cildi kurutabilir.
9- D vitamini takviyeleri alın.
Kış aylarında vitamin takviyeleri almak, tüm yıl boyunca önerilen miktarda D vitamini aldığınızdan emin olmanızı sağlayabilir.
10- Dermatoloğunuza görünün.
Kalıcı kuru cildiniz, pullanma, kaşıntı, döküntü veya sizi endişelendiren cilt büyümeleriniz varsa, dermatoloğunuza görünmelisiniz.