İsrail’in Küresel Sumud Filosu’na yönelik müdahalesinde alıkonulan Türk gazeteci Sümeyye Sena Polat kimdir? araştırılıyor. Türk gazeteci akademik başarıları hem de uluslararası medya çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Sümeyye Sena Polat Filistin meselesine olan duyarlılığı ve insan hakları odaklı içerikleriyle tanınıyor. Hem de uluslararası arenada tanınan bir isim haline gelen Sümeyye Polat’ın kim olduğu ve hayatı merak ediliyor.
Sümeyye Polat’ın kaç yaşında olduğu ve yaşı hakkında net bir bilgi bulunmuyor.
Sümeyye Sena Polat, Galatasaray Üniversitesi ve Sorbonne Üniversitesi Felsefe bölümlerinden çift anadal diploması ile mezun olmuştur.
Ardından yüksek lisans eğitimini yine Sorbonne Üniversitesi’nde tamamlamış ve “Yahudiliğin Modern Avrupa Felsefesi Üzerine Etkisi” başlıklı teziyle akademik alanda dikkatleri üzerine çekmiştir.
Meslek: Gazeteci / Akademisyen / Aktivist
Çalıştığı Kurum: TRT World – “Global” Bölümü
Sümeyye Sena Polat, medyada özellikle TRT World’de “Global” adlı bölümde video gazetecisi olarak görevde bulunmuştur.
İslamofobi (Müslüman karşıtlığı)
Filistin meselesi
Avrupa’daki Arap ve Müslüman toplulukların maruz kaldığı ayrımcılıklar
Polat, Fransa’da Müslüman göçmenlerin yaşadığı sosyal sorunlara dair röportajlar ve belgeseller hazırlayarak
Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarını ziyaret ederek sahadan gözlemlerini uluslararası platformlarda paylaştı.
Sümeyye Sena Polat, uzun zamandır insani yardım ve farkındalık organizasyonlarında aktif olarak yer almasıyla dikkat çekiyor.
Polat, Eylül 2025’te “Global Sumud Filosu” kapsamında Tunus’a giderek organizasyon ekibine dahil oldu.
Bu filo, Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı amaçlayan uluslararası bir dayanışma girişimiydi.
Polat’ın annesi İffet Polat, kızının bu tür faaliyetlere katılmadan önce zaman zaman tereddüt yaşadığını, ancak
Filistin davasına “kalpten bağlı” bir isim olduğunu anlattı.
Sümeyye Sena Polat’ın annesi İffet Polat, kızının sağlık durumunun iyi olduğunu ifade etmişti.
Polat ailesi, kızlarının yaşadığı süreci Filistin halkının maruz kaldığı acılarla kıyaslayarak “Bizim yaşadığımız onların yanında çok küçük bir şey” sözleriyle değerlendirdi.