Yolculuğuna okyanusun tuzlu derinliklerinde başlayan balıklar, bugün sofralarımızdan akvaryumlarımıza kadar uzanan geniş bir merak alanı oluşturuyor. Balık türleri sayısı, yeni keşiflerle birlikte otuz bini aşıyor ve her yıl birkaç yüz yeni tür kayıtlara ekleniyor. Boğazda süzülen lüferden mercan resiflerinin renk cümbüşüne, kutup buzullarındaki saydam balıklara kadar her tür, evrimsel bir nişin özenle işlenmiş ayrıntılarını taşıyor.
Tatlı su, tuzlu su ya da yarı tuzlu geçiş bölgelerinde yaşayan balıkların beslenme ve üreme stratejileri de habitat kadar çeşitlidir. Bir kılıçkuyruk doğurarak çoğalırken, somon yumurtalarını çakıl aralarına saklar; ahtapot taklidi yapan balon balığı ise kabuğuna doldurduğu hava sayesinde yırtıcıları şaşırtır. İnsan kültüründe balıklar yalnızca besin kaynağı değil, aynı zamanda mitolojiden sanata uzanan zengin bir sembolizme sahip. Akvaryum hobisiyle evlerimize giren canlı renkli türler, yaşam alanımıza sakinlik katarken su kimyası bilgisi ve düzenli bakım sorumluluğu da getirir.
Tropik suların kraliçesi sayılan mandarin balığı, fosforlu renkleriyle göz doldurur; camgöz köpekbalığı ise karanlık deniz altı mağaralarında fosforesans olmayan deri dokusuyla kamufle olur. Kuzey Atlantik’in soğuk sularında yaşayan morina, karaciğer yağındaki A ve D vitamini yoğunluğuyla besin değerini artırırken, Amazon’un elektrikli yılan balığı yüksek voltaj üreterek avını sersemletir. Coğrafi farklılıklar, balık ırkları arasında yüzme hızı, vücut formu ve üreme taktiği gibi özelliklerde belirgin varyasyonlara sebep olur.
Ev içi akvaryumlarda en popüler akvaryum balık türleri arasında neon tetra, canlı renkleri ve sürü davranışıyla küçük tanklara bile hayat katar. Betta, labirent organı sayesinde atmosferik havayı soluyarak düşük oksijenli sularda dahi yaşayabilir; ancak erkekler arası yüksek rekabet, tekli bakımı zorunlu kılar. Diskus balığı, yuvarlak vücut formu ve sakin karakteriyle hobi dünyasının “kralı” unvanını taşır; stabil sıcaklık ve düşük pH değeri, sağlık için kritiktir. Japon balığı gibi soğuk su balıkları ise yüksek amonyak toleransı gösterse de geniş yüzme alanına ihtiyaç duyar; zira uzun yıllar sağlıklı kalabilmeleri, litre başına ideal balık sayısına uyumla doğru orantılıdır.
“Koi” olarak bilinen havuz varyetesinden, teleskop göz ve oranda gibi fansever mutasyonlara uzanan japon balığı türleri genetik açıdan oldukça zengindir. Teleskop gözler geniş görüş alanı sunarken görme keskinliği düşüktür; bu nedenle akvaryum dekoru sivri köşelerden arındırılmalıdır. Şişkin yanaklı bubble-eye, hassas göz kesecikleriyle dikkat çeker; su yüzeyindeki keskin objelerden zarar görmemesi için akvaryum kapağı güvenli tutulmalıdır. Yaygın inanışın aksine japon balıkları hızlı büyür; bir birey yetişkinlikte yirmi beş santimetreye yaklaşabilir ve uygun şartlarda yirmi yıla kadar yaşayabilir.