ABD Başkanı Donald Trump'ın Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'a yönelik baskısı, dolar ve borsalarda sert düşüşe yol açarken, ekonomistler Trump'a 'dur' çağrısı yapıyor.
Amerikan doları yıl başından bu yana döviz sepeti karşısında yüzde 9'un üzerinde değer kaybetti. Euro ise ABD doları karşısında Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Doların güvenli liman statüsü sarsılırken, altının ons fiyatı da tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 3 bin 420 doları aştı.
Başkan Trump'ın "Amerikan ürünlerini alın" sloganıyla duyurduğu yeni gümrük tarifeleri, yatırımcıları tam tersine ABD varlıklarından uzaklaştırıyor. Hem hisse senetlerinde hem de ABD hazine tahvillerinde başlayan satış dalgası, güçlü dolar imajına da ağır darbe vurdu. Bu ortamda Trump'ın Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell'a yönelik agresif açıklamaları ise durumu daha da kötüleştiriyor.
Başkan Trump, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda Powell'ı hedef almaya devam ediyor. Trump, FED'in faiz indiriminde geç kaldığını savunarak, "Enflasyon sorunu neredeyse ortadan kalkmışken, ekonomi yavaşlamasın diye Powell faizleri hemen düşürmeli" açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz hafta da Trump, Powell'ın görevden alınmasının "çok hızlı gerçekleşmesi gerektiğini" söylemişti. Trump'ın bu sözleri, Powell'ın yeni tarifelerin ekonomik büyümeyi yavaşlatıp enflasyonu artırarak "stagflasyona" yol açabileceği yönündeki uyarısının ardından geldi. Powell, bu durumun merkez bankaları için en zor senaryo olduğunu belirtmişti.
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı, ABD ekonomisinin küresel yatırımcılar için çekiciliğini koruyan temel unsurlardan biri olarak görülüyor. Ancak Trump'ın Powell'a yönelik tehditleri, bu bağımsızlığa gölge düşürüyor.
Infrastructure Capital Advisors CEO'su Jay Hatfield, Trump'ın faiz indirim çağrılarına katılmakla birlikte, "Başkanın bu tehditlerini bırakması gerekiyor. Zaten piyasada yeterince belirsizlik ve oynaklık var, fazlasına hiç ihtiyacımız yok" ifadelerini kullandı.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent da Beyaz Saray yetkililerine, Powell'ın görevden alınmasının piyasaları ciddi şekilde istikrarsızlaştırabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
ABD Merkez Bankası'nın siyasi müdahalelerden uzak olması, ülkenin finansal istikrarını sağlayan temel faktörlerden biri olarak biliniyor. Geçmişte Başkan Nixon'un benzer müdahaleleri, 1970'lerde ABD ekonomisinin tarihindeki en ağır stagflasyon krizlerinden birine yol açmıştı.
UBS Global Wealth Management Baş Ekonomisti Paul Donovan'a göre, Merkez Bankası bağımsızlığının sağladığı güven uzun yıllarda kazanılıyor ancak kaybetmek bir gecede mümkün.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
10:29
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ