Tartışmalı uygulama 26 yıl sonra geri dönüyor! Filleri kesip yiyecekler
Afrika ülkesi Zimbabve, benzeri görülmemiş bir kuraklık sonrası gıda kıtlığı ile karşı karşıya kaldı. Bunun sonucu olarak 1988'den bu yana yasaklanan tartışmalı uygulama geri dönüyor. 200 filin yenmek üzere itlaf edilmesine izin verildi.
Şiddetli kuraklık yaşayan Afrika ülkesi Zimbabve şimdi de gıda kıtlığı ile karşı karşıya kaldı. Gıda kıtlığı endişeleri tartışmalı bir uygulamanın geri dönmesine yol açtı. Afrika ülkesi, 1988'den bu yana ilk kez 200 filin yenmek üzere itlaf edilmesine izin verdi.
Euronews'in haberine göre Zimbabve Çevre Bakanı geçen hafta parlamentoda yaptığı konuşmada, Ülkesinin "ihtiyacından fazla file" sahip olduğunu ifade etti. Yerel basında çıkan haberlere göre, avcılara 200 fili öldürme emri verildi.
Parklar ve Vahşi Yaşam Kurumu Başkanı Fulton Mangwanya, bahsi geçen 200 adet fil avının Zimbabve'nin en büyük av rezervine ev sahipliği yapan Hwange de dahil olmak üzere "çatışmaların yaşandığı" bölgelerde gerçekleştirileceğini bildirdi.
Daha önce insan tüketimi için filleri itlaf eden komşu Namibya'nın deneyimlerine atıfta bulunan yetkililer, eti kurutmayı, paketlemeyi ve gıda yetersizliği olan bölgelere ve topluluklara ulaştırmayı planlıyor.
SON 40 YILIN EN KÖTÜ KURAKLIĞI YAŞANIYOR
Dünya Gıda Programı (WFP), Zimbabve'de son 40 yılın en kötü kuraklığının yaşandığını belirtiyor. Bu da çok sayıda bölgede ekinlerin kuruyup gitmesi ve hasadın zayıf olması nedeniyle yiyecek çok az şey olduğu anlamına geliyor.
Bazı uzmanlar ve hayvan hakları aktivistleri ise fil itlafının Zimbabve'nin imajını kötü yönde etkileyebileceği ve turistler, ülkeyi ziyaret etmekten vazgeçirebileceği görüşünde.
Botsvana'dan sonra dünyanın en büyük ikinci fil nüfusunu bünyesinde barındıran Zimbabve, yaklaşık 100 bin file ev sahipliği yapıyor.
Dünya Vahşi Yaşam Fonu, 20. yüzyılın başında üç ila beş milyon olan fil nüfusunun kıtada sadece 415.000 civarında kaldığını tahmin ediyor. Asya ve Afrika filleri, "hassas" olarak sınıflandırıldıkları Güney Afrika, Botsvana, Namibya ve Zimbabve'deki popülasyonlar haricinde, tehlike altında olarak kabul ediliyor.