Titanik 1912 yılında battığında bin 500'den fazla insan hayatını kaybetti. Çok sayıda kurban olmasına rağmen enkazda hiçbir zaman insan kalıntısı bulunamadı. İşte sebebi...
Titanik'in enkazında hiçbir zaman iskelet ya da insan kalıntısı bulunamamış olsa da, ölen yolculara ait çok sayıda özel kişisel eşya bulunmaktadır.
Titanik 1912 yılında Southampton'dan New York'a doğru yola çıktığında dünyanın en büyük okyanus gemisiydi. Trajik bir şekilde, gemi ilk seferinden sadece dört gün sonra Kuzey Atlantik'te bir buzdağına çarptı ve 15 Nisan sabahı erken saatlerde devasa gemi okyanusa gömüldü.
Yola çıktığında gemide 2 bin 240 yolcu vardı ve bu yolcular arasında bir milyoner ve politikacılar da dahil olmak üzere toplumun elit kesimlerinden orta sınıftan turistler ve din adamlarına kadar geniş bir yelpaze bulunuyordu. Üçüncü sınıftaki en ucuz biletler çoğunlukla Amerika'da yeni bir yaşam arayan göçmenler tarafından satın alınmıştı.
Trajedinin ardından ölenler arasında her üç bilet sınıfından da insanlar vardı ve kaosun ortasında filikaların tam kapasite olmadan denize indirilmesinin ardından 1.500'den fazla kişinin buzlu sularda can verdiği düşünülüyor. Titanik'in enkazı 1985 yılında oşinografi profesörü ve Amerikan Donanması subayı Robert Ballard'ın derin deniz robotu Argos'u kullanarak gemiyi bulmasına kadar keşfedilemedi.
Yeniden keşfedilmesinden bu yana enkazda pek çok araştırma yapılmış ancak hiçbir insan kalıntısına rastlanmamıştır. Aradan geçen yıllar nedeniyle cesetlerin çürümüş ya da deniz canlıları tarafından yenmiş olabileceği açıktır ancak geminin içinde ve çevresindeki deniz tabanında iskeletlerin bulunması beklenirdi.
Kemik ve iskelet eksikliğinin nedeni Titanik'in durduğu derinlikten kaynaklanmaktadır. Okyanus tabanında yaklaşık 3 bin 800 metre derinlikte bulunuyor ve bu derinlikteki suyun kimyasal bileşimi kemik üzerindeki etkisini değiştiriyor. Bismarck'ın enkazını da keşfeden Profesör Ballard, NPR'ye bunun nasıl işlediğini anlattı:
“Başa çıkmanız gereken sorun, yaklaşık 914 metre derinliğin altında, kalsiyum karbonat dengeleme derinliği olarak adlandırılan derinliğin altına geçmenizdir. Derin denizdeki su kalsiyum karbonat bakımından doymuş durumdadır, ki bu da çoğunlukla kemiklerin yapıldığı şeydir."
“Örneğin, Titanik ve Bismarck gemileri kalsiyum karbonat dengeleme derinliğinin altındadır, bu nedenle su altı canlıları etlerini yiyip kemikleri açığa çıkardığında kemikler çözülür. Karadeniz'de ise yiyecek etçil su altı canlıları olmadığı için kemiklerin açığa çıkmaması gerekir. Bu yüzden mükemmel mumyalanmış fosillere sahip olmalısınız.”
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
13:02
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ