Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Alman Ekonomi Enstitüsü’nün iş dünyasıyla yaptığı ankete göre, ekonomik sıkıntıların 2026’da da sürmesi bekleniyor. Derneklerin neredeyse yarısı, gelecek yıl istihdamda küçülmeye gidileceğini öngörüyor.
Almanya’da ekonomik belirsizlik, iş dünyasında endişeyi artırmış durumda. Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) 46 iş dünyası derneğiyle yaptığı 2026 beklenti anketi, gelecek yıla dair pek de iç açıcı bir tablo çizmiyor. Ankete katılan derneklerin yaklaşık yarısı, ekonomik büyümedeki zorluklar ve zayıf ihracat nedeniyle işten çıkarmaların gündeme gelebileceğini düşünüyor.
Verilere göre, 46 dernekten 22’si 2026’da istihdamda azalma bekliyor. 15 dernek mevcut istihdam seviyesinin korunacağını öngörürken, artış bekleyenlerin sayısı oldukça sınırlı kalıyor. Yani tabloya bakıldığında, iş gücü piyasasında genişleme beklentisi zayıf.
Sadece istihdam değil, yatırım cephesi de durgun. Ankete göre yalnızca 11 dernek yatırımlarda artış beklerken, 14 dernek kesintiye gideceğini ifade ediyor. En kalabalık grup ise yatırımların düşük seviyelerde yatay seyredeceğini düşünen 21 dernekten oluşuyor. Açıkçası, Alman iş dünyası yeni yatırımlar konusunda temkinli davranıyor.
Dernekler bu durumu; Alman ekonomisindeki büyüme krizi, küresel ölçekte artan korumacılık, ihracattaki süregelen zayıflık ve yüksek iç maliyetlerle açıklıyor. Özellikle maliyet baskısının, Almanya’nın rekabet gücünü aşındırdığı vurgulanıyor.
IW raporunda, en fazla etkilenen alanın sanayi olduğu belirtiliyor. Özellikle otomotiv, kâğıt ve tekstil sektörlerinde üretim düşüşü beklentisi öne çıkıyor. Bu sektörler, hem küresel talepteki zayıflıktan hem de yapısal sorunlardan doğrudan etkilenmiş durumda.
Raporda görüşlerine yer verilen IW Direktörü Michael Hüther, beklentileri yüksek tutanlar için net bir uyarıda bulunuyor. Hüther’e göre, ekonomik krizin hızlı ve köklü biçimde sona ermesini bekleyenler, 2026’da da hayal kırıklığı yaşayabilir. Ona göre, zaman zaman görülen kısmi toparlanmalar gerçek bir ekonomik ivme yapmıyor.
Alman ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,3 büyümenin ardından ikinci çeyrekte yüzde 0,2 daraldı. Üçüncü çeyrekte ise büyüme sıfır olarak açıklandı ve ekonomi teknik resesyona girmekten son anda kurtuldu. Ancak bu tablo, kırılganlığın sürdüğüne işaret ediyor.
Yüksek enerji maliyetleri, küresel siparişlerdeki zayıflık ve ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük vergileri ekonomiyi baskılayan başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Buna ek olarak, Çin’in daha önce Almanya’dan ithal ettiği bazı ürünleri artık kendi üretmesi ve otomotiv sektörünü etkileyen çip kıtlığı da tabloyu ağırlaştırıyor.