Enflasyonun yavaşlaması ve Merkez Bankası'nın politika adımlarına yönelik beklentiler, bankaları mevduat faizlerinde frene bastırdı. Peki, faizlerdeki bu geri çekilmenin perde arkasında neler var? İşte detaylar…
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Mayıs ayı enflasyon verisi, yüzde 1,53 ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Bu sürpriz veri, Merkez Bankası’nın olası bir faiz indirimi sinyali olarak yorumlandı. Aynı zamanda Merkez Bankası’nın yeniden repo ihalesine başlaması da piyasada faiz indirimi beklentisini güçlendirdi.
Bu gelişmelerin ardından bazı bankalar, mevduat faiz oranlarında kademeli olarak düşüşe geçti. Faizlerdeki bu gevşeme, yalnızca olası bir politika değişikliğine hazırlık olarak değil, aynı zamanda bankaların likidite pozisyonlarını yönetme stratejilerinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Piyasalar, Merkez Bankası’nın 19 Haziran’da açıklayacağı faiz kararına odaklanmış durumda. Bu tarihe kadar mevduat faiz oranlarında sınırlı da olsa aşağı yönlü bir eğilimin sürmesi bekleniyor. Uzmanlar, Merkez Bankası’nın olası bir faiz indiriminin ardından bankaların mevduat faizlerinde keskin bir düşüşe gitmeyeceği görüşünde. Nedeni ise, hâlihazırda yüksek seyreden kaynak maliyetleri ve bankaların finansman ihtiyaçları.
Ekonomistler, faiz oranlarındaki daha belirgin gevşemenin ancak enflasyonist baskıların azalması ve ekonomik göstergelerin dengelenmesiyle mümkün olabileceğini belirtiyor. Şimdilik piyasada temkinli bir iyimserlik hâkim; yatırımcılar ve tasarruf sahipleri ise faizlerin seyrini yakından izliyor.