2025'in ilk yarısında dolar karşısında yüzde 14 yükselerek tarihi bir çıkış yapan Euro, temmuz ayı bitmeden güçlü bir düzeltmeyle karşılaştı. Avrupa Birliği’nin ABD ile vardığı yeni ticaret anlaşması sonrası Euro, salı günü iki günlük süreçte nisan ayından bu yana en sert düşüşünü yaşadı. Euro/dolar paritesi, ay başında gördüğü 1.1830 zirvesinden 1.1554 seviyesine geriledi. Bu, yatırımcıların uzun süredir güvendiği “Euro rallisi” fikrini sorgulamalarına neden oldu.
Piyasalarda Euro lehine pozisyon alan spekülatörlerin 18.4 milyar dolarlık uzun pozisyon taşıdığı belirtiliyor. Bu, 2023 Aralık’tan bu yana en yüksek seviye. Ancak son düşüş, bu pozisyonların ciddi risk altında olduğunu gösterdi. Erlen Capital Management’tan Bruno Schneller, “Bu sadece bir manşet tepkisi değil, fazlasıyla şişmiş bir pozisyonun patlamasıydı” yorumunu yaptı.
Euro'nun düşüşü yalnızca dolara karşı değil. Pazartesi günü sterline karşı yüzde 0.8, Japon yenine karşı ise yüzde 0.7 değer kaybetti. Yine de, yıl genelinde ağırlıklı olarak dolara karşı güçlenen Euro’nun bu rallisinin artık ivme kaybettiği görülüyor. ABD tarafında ekonomik verilerin güçlenmesi ve Japonya, Avrupa ile yapılan ticaret anlaşmaları da dolara olan güveni yeniden tazeledi.
AB’nin ABD mallarına uygulayacağı tarifeyi yüzde 15’te sabitlemesi, Trump’ın daha önce gündeme getirdiği yüzde 30’luk tehdide göre daha yumuşak görünse de, önceki yüzde 1.5-2 seviyelerinin çok üzerinde. State Street’ten Michael Metcalfe’e göre bu durum, “Euro üzerindeki bir belirsizliği kaldırsa da dolardaki risk algısını da azaltmış oldu.”
Analistlerin büyük kısmı bu düşüşü geçici bir düzeltme olarak değerlendiriyor. ING Araştırma Direktörü Chris Turner, “Temel eğilim hâlâ Euro lehine. Şimdi asıl sınav dolarda” diyor. Bu hafta açıklanacak ABD istihdam ve enflasyon verileriyle birlikte, Fed’in faiz kararı belirleyici olacak. Faizlerin sabit kalması bekleniyor ancak Trump’ın Powell üzerindeki baskısı, piyasalarda yeni dalgalanmalara neden olabilir.
Almanya'nın artırdığı kamu harcamaları ve Avrupa genelindeki toparlanma sinyalleri, bölgeye dair iyimserliği tamamen ortadan kaldırmış değil. RBC BlueBay’den Russel Matthews, “Avrupa’daki büyüme potansiyeline dair olumlu görüşümüzü değiştirmedik. ABD daha iyi bir anlaşma yapmış gibi görünse de Avrupa’nın son aylardaki yapısal hikayesi hâlâ geçerli” diyor.