Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bir araya gelen dört çift, fabrikadan doğaya uzanan yolculuklarında arı sütü üretimine yöneldi. Kadınların da üretime katılmasıyla daha profesyonel hale gelen ekip, kilogramı 45 bin liraya ulaşan arı sütünü Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
İlk etapta bal üretimi yapan ortaklar, daha sonra larvaları ve kraliçe arıyı beslemek için hemşire işçi arılar tarafından üretilen, şifalı özellikleri nedeniyle gıda takviyesi olarak satılan arı sütü üretmeye karar verdi. Bir süre çalıştıkları iş yerinde de devam eden arkadaşlar, 2020'de fabrikadan istifa edip tam süreli olarak arıcılığa başladı. Daha sonra arı sütü üretimini artırma kararı alan arkadaşlara Faruk Aydın ve İdris Akbulut da katıldı.
Nilüfer ilçesinde 250 kovanla üretim yapan 4 arkadaşa yardımcı olabilmek için eşleri de işin ucundan tuttu. Erkekler, kovanların başında sürüyü yönetirken eşler Fatma Durgut, Serpil Kaya, Selma Aydın ve Selver Akbulut da arı sütü sağımı, larva temizliği gibi işleri yapıyor.
Ağustos ayının sonuna kadar sağıma devam ederek 50 kilogram arı sütü üretmeyi hedefleyen ortaklar, küçük paketler halinde kilogramı 45 bin lirayı bulan ürünü Türkiye'nin dört bir yanına satıyor.
Ortaklardan Mehmet Durgut, otomotiv fabrikasında çalışırken iki işi bir arada yürütemediklerini, tercihlerini arıdan yana kullandıklarını söyledi.
Türkiye'nin dört bir yanına arı sütü gönderdiklerini belirten Durgut, "250 kovan arımız var ama hepsinden arı sütü almıyoruz. Fabrikadan ilk çıktığımız yıl 80 kilogram arı sütü elde ettik. Sonraki senelerde 40-50 kilogram olarak devam etti. Bu yıl arı sütü üretimimizin 50 kilogram civarında olmasını bekliyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Erzurum, Bitlis, Bingöl olmak üzere ülkenin her yerine arı sütü gönderiyoruz." ifadesini kullandı.
Durgut, arılarla ilgilenmekten keyif aldıklarını anlatarak, "20 yıl fabrika ortamında çalıştık. Fabrika ortamı bizi sıktı. Burada doğada çalışmak keyifli geldi. Şimdi her gün doğadayız." dedi.
Metin Kaya da uzun yıllar fabrika ortamında çalıştığını anımsatarak, arı sütü üretiminin zahmetli olduğunu kaydetti.
Bunun bir ekip işi olduğunu vurgulayan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk arıcılığa başladığımızda bal üretimi yaptık. Daha sonra arı sütü sağımının ilk denemelerinde başarılı olunca kadınları da işe dahil ettik. Biz dışarıda koloni yönetimini yaparken eşlerimizde içerideki işleri yapmaya başladı ve işler daha verimli oldu. Kadınlar işin içine girince daha profesyonel olmaya başladı. Biz işe ilk başladığımızda kadınları da bu işe başlatmak aklımızda vardı ama hanımlar bu duruma pek sıcak bakmıyordu. İnsan sevdiği zaman başarı geliyor."
Selma Aydın da arı sütünü önce kendi çocuklarına yedirdiklerini ve faydasını gördüklerini anlatarak, "Eşlerimizin yanına ziyarete gelirken arıları çok sevdik. Sonrasında kopamadık ve bu işe dahil olduk." diye konuştu.