OPEC+’ın üretim artışı kararı sonrası gözler yeniden petrol fiyatlarında. Uzmanlar uyarıyor: Eğer talep toparlanmazsa varil fiyatı 40 doları bile görebilir.
OPEC+ ülkelerinin temmuz ayında petrol üretimini artırma kararı, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu. Suudi Arabistan, Rusya, Irak, BAE, Kuveyt, Kazakistan, Cezayir ve Umman’ın da aralarında bulunduğu sekiz ülke, toplamda günlük 411 bin varillik ek üretim yapacak. Gerekçe olarak küresel ekonomideki istikrarlı seyir ve düşük stok seviyeleri gösterildi.
Ancak bu hamle, piyasada “fazla üretim, düşük talep” dengesizliği yaratabilir endişesiyle karşılandı.
OPEC’in nisan raporunda, küresel petrol talebine dair öngörüler aşağı yönlü revize edilmişti. Günlük talep artışı beklentisi 1,3 milyon varile indirildi. Önceki tahminde bu rakam 1,35 milyon varildi. Uzmanlar, eğer bu talep düşüklüğü devam ederse, petrol fiyatlarının 50 doların altına gerileyebileceğini, hatta 40 dolar seviyesine kadar inebileceğini söylüyor.
Uluslararası veri şirketi Primary Vision Network’ten enerji analisti Osama Rizvi’ye göre, OPEC+’ın bu dönemde üretimi artırması "piyasa açısından anlaşılması güç bir karar"
Rizvi, “Küresel ekonomide toparlanma zayıf ve belirsizlikler fazla. Üretim artışı bu şartlar altında fiyatları aşağı çekebilir” diyor.
Rizvi’ye göre, bu üretim artışının temel nedeni piyasa payını büyütmek değil, grup içi dengeleri sağlamak. “Suudi Arabistan uzun süredir bütçe açığı veriyor. Diğer ülkeler de borçlanmaya yöneldi. Kimse düşük fiyat istemiyor ama grup içi dengeyi sağlamak için bazı tavizler veriliyor” diye açıklıyor. Yine de bu stratejinin şimdilik beklenen etkiyi yaratmadığı yorumunu yapıyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün bir diğer etkisi ise ABD’deki kaya petrolü üreticilerini vurabilir. Viyana Enerji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Fereydoun Barkeshli, “Büyük şirketler bile 50-60 dolar seviyelerinde uzun süre ayakta kalamaz,” diyerek sektörde kırılganlığın arttığını belirtiyor. ABD’de sondaj kulelerinin sayısında düşüş yaşanması, bu savı destekleyen önemli bir veri olarak öne çıkıyor.
Barkeshli’ye göre, tabloyu netleştirmek için daha geniş bir perspektife ihtiyaç var: “Önümüzdeki dönemde, özellikle 2026’daki ABD ara seçimlerine kadar olan süreçte ABD ekonomisinde ciddi dalgalanmalar olabilir. Bu da küresel talebi doğrudan etkiler.”