Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, olası Marmara depremine karşı sanayideki iş yoğunluğunun bu bölgede oluşmasının ciddi riskler barındırdığını söyledi. Fabrikaya yakın yerleşim yerlerinde camiden anons yaptırmasına rağmen başvuru gelmediğini belirten Ardıç, ikinci sanayi havzasının Anadolu’da kurulması gerektiğini söyledi.
6 Şubat deprem felaketinin ardından gözlerin çevrildiği olası Marmara depreminin sanayiye etkilerine ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Marmara bölgesindeki deprem riskinin, sanayide yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığını kaydetti.
6 Şubat deprem felaketinden bu yana sanayinin ağırlığının Marmara bölgesinden kaydırılması yönündeki düşüncelerinde ısrarcı olduklarını vurgulayan Ardıç, sanayide eleman bulmakta güçlük çektiklerini söyledi.
Ekonomim.com'un haberine göre Fabrikaya yakın yerleşim yerlerinde camiden anons yaptırmasına rağmen, bir başvuru bile gelmediğini kaydeden Ardıç, Marmara bölgesindeki deprem riskinin, sanayide yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığını kaydetti. Olası bir depremde İstanbul’a karadan girmenin mümkün olmayacağını ifade eden Seyit Ardıç, Türkiye’de ikinci sanayi havzasının Anadolu’da kurulması gerektiğini vurguladı.
Göçmen sorununun giderek arttığını belirten Seyit Ardıç, Türkiye’de mutlaka bir Göçmen Bakanlığı kurulmasının şart olduğunu kaydetti. Bizden çok daha az göçmene ev sahipliği yapan ülkelerde benzer bakanlıklar bulunduğuna dikkat çeken Ardıç, bunların tamamının kayıt altına alınmasının şart olduğunu bildirdi. Suriyelilerin özellikle sanayi sektöründe önemli bir işgücü kaynağı olduğunu belirten Ardıç, “Göçmenler kayıt altına alınırsa niteliklerine göre ayak uydurabilenler burada kalabilirler” dedi.
Göçmenlerin yedek iş gicü oluşturmalarından bağımsız olarak sanayide ciddi bir eleman açığının olduğuna değinen Ardıç, özellikle deprem felaketinin ardından bazı sanayi bölgelerinin durumu fırsat bilerek “depremzedelere iş garantisi” pankartları astığını hatırlattı.
Ardıç, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) açıkladığı, "Türkiye'nin İlk 1000 İhracatçı Araştırması"nı hatırlatarak, "İlk bin firma arasında, Ankara'dan maalesef sadece 48 firma var bunun 8 tanesi kamu firması. Sanayi şehri olduğumuzu söylüyoruz, ihracat hedefliyoruz ama limanımız yok. İşe 1-0 yenik başlıyoruz. Ankara gibi bir sanayi şehrinde konteyner parkı yok. Hükümetimiz karayolu sorununu halletti, demir yolunu da iyileştirirse, demir yolu lojistiğini geliştirebilirsek Ankara ihracatta daha iyi yerlere gelebilir." şeklinde konuştu.
Ankara’nın Avrupa’nın 4’üncü büyük şehri olmasına rağmen, doğrudan uçuş sayısının çok sınırlı olduğunu bildiren Seyit Ardıç, bunun ihracat potansiyelini de önemli ölçüde etkilediğini savundu.
ASO Yönetim Kurulu Üyesi Mete Çağlayan ise sanayinin Marmara bölgesinde yoğunlaşmasının Türkiye ekonomisi açısından ciddi riskler barındırdığına değindi. Hammadde üretiminin yüzde 63’ünün bu bölgede gerçekleştirildiğine dikkat çeken Çağlayan, “Serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yatırıma müdahale etmek çok mümkün değil ama Marmara bölgesinde yeni yatırımlar için teşvik verilmemesi, en azından bölgesel yoğunluğun artışını önleyebilir. Deprem riskini de azaltır” dedi.
Ardıç'ın sanayide önemli ölçüde iş gücü açığının olduğunu belirtmesine karşın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizlik rakamlarını açıkladı. Buna göre, işsizlik oranı 0,5 puan azalarak yeniden tek hanelere geriledi. İşsizlik yüzde 9,5 seviyesinde gerçekleşti.