15 Temmuz gazileri darbe gecesini anlattı
İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde gazi olan vatandaşlar hain gecede yaşadıklarını anları anlattı.
İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz gece yaptığı darbe girişiminde gazi olan vatandaşlar hain geceyi anlattı.
KALBİNİN ALTINDA KURŞUNLA YAŞIYOR
15 Temmuz'da Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) bahçesinde darbeci askerlerin sıktığı kurşunla gazi olan 15 Temmuz Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği Başkanı Musa İlhan, hain darbe girişiminin beşinci yıldönümüne sayılı günler kala o gece yaşadıklarını anlattı.
"HAİN İÇERİDE OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZMIŞ"
İlk olarak İBB Lojistik Destek Merkezi’ne gittiğini ifade eden İlhan, “Lojistik Destek Merkezi’nden geçerken 2 kamyonet askerler içeri giriyordu. Çok doğal bir şekilde yanlarına gittim. Hayırdır diye sordum. Sıkıyönetimin ilan edildiğini söyledi. Sıkıyönetimin ne olduğunu biz bilmiyoruz. Askerle dalga geçercesine ‘Hangi sıkıyönetimden bahsediyorsun’ dedim. ‘Evine git’ diyerek itekledi. Orada bir arbede yaşandı. Yarım saat, 45 dakika sürdü. Hain içeride olunca kapı kilit tutmazmış. Oradaki askerleri derdest ettik. Onları oradan çıkardık. Eğer bir kahramanlık yaptıysak Lojistik Destek Merkezi’nde yaptık ama orada silah patlamadı. Askerin silahını almamız, şarjörü almamız Lojistik Destek Merkezi’nde oldu” dedi.
“GELİYORUM, VURACAKSAN VUR”
AKOM’a girdikten sonra yaşananları aktaran İlhan, “AKOM’a girdiğimde makineli tüfekle müthiş bir silah sesi vardı. Böyle bir şey beklemiyorduk. Hangi Türk askeri kendi vatandaşına silah sıkar. Kaçar gibi oldum. Ayağımdan terliğim düştü. Daha sonra müthiş bir refleksle hareket ettik. ‘Gelme sizi vururum’ diyordu. ‘Ben geleceğim. Burası bizim iş yerimiz’ dedim. Her kişi kendi kapısının önünü süpürürse mahalle temiz olur diye düşündük. ‘Gelirsen seni vururum’ dedi. ‘Geliyorum. Vuracaksan vur’ dedim. O da beni kırmadı, vurdu. Kurşun ağır bir şey. Takla attığımı hatırlıyorum” diye konuştu.
“UYANDIĞIMDA CUMHURBAŞKANIMIZ YAŞIYOR MU DİYE SORMUŞUM”
Darbeci hainlerin kurşunuyla vurulduğu andan söz eden İlhan, “Düştüğümde sürekli kelime-i şehadet getirdiğimi arkadaşlar söyledi. Arkadaşların tişörtümün tersiyle bana tampon yaptığını, aynı zamanda omzunda siper yaptığını hissediyorum. Bundan sonrasını hatırlamıyorum. 4 günlük yoğun bakım süreci olmuş. Uyandığımda ilk olarak Cumhurbaşkanımız yaşıyor mu diye sormuşum. Hemşire arkadaşımız yaşadığını ve televizyonda konuştuğunu söyledi. İnsan yoğun bakımdayken bile bazen mutlu olabiliyor. Yoğun bakımlar hastanelerin bodrum katlarında ve soğuktur. Cumhurbaşkanımızın yaşaması yoğun bakımda beni mesut ve bahtiyar etti” şeklinde konuştu.
Darbe girişiminin üstünden 5 yıl geçtiğini hatırlatan İlhan, “Kurşun kalbimin iki santimetre altında. G-3 mermisi. 3,5 cm boyunda. Kurşunla yaşıyoruz. Rabbim gaziliğin ecrini, ahirette gururunu bu dünyada yaşamayı nasip etsin. Kurşunla yaşamak bazen zor oluyor. Hareket kısıtlılığı, X-Ray’lerden geçişler sıkıntı oluyor. Onun dışında sağlığımda sıkıntı yok. Bu kurşun her sızladığında okyanus ötesindeki şarlatanın ne kadar hain, ne kadar karaktersiz, ne kadar namussuz bir insan olduğunu her defasına anımsıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ŞEHİTLERİ ÇOK KISKANIYORUZ”
Kalbinin 2 santimetre altında bulunan kurşunla ilgili, “Bu benim ahirete götüreceğim nişanem” diyen İlhan, “İnşallah bu kurşun bizim ahirette nişanemiz olur. Sırat Köprüsü’nde bir nebze de olsa yardımcımız olur diye düşünüyorum. 251 tane şehidi çok kıskanıyoruz. Keşke peygamberimizin ordusuna giren o şehitlerden olsaydık. Rabbim inşallah onlarla ahirette de haşır neşir olmayı nasip eder” dedi.
"BU MİLLETİ BELEŞ BULMADIK"
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz 2016’da yapılan hain darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde kalçasından vurularak gazi olan 62 yaşındaki Sabahattin Ünal, yaşadıklarını 5 sene sonra İhlas Haber Ajansı’na anlattı. “Bu milleti beleş bulmadık, kimseye teslim etmeyiz” diyen Sabahattin Ünal, dua ettikten sonra darbeci askerlere doğru koştuğunu ve kalçasından vurularak yere düştüğünü belirtti.
Darbe gecesi nasıl haber aldığını anlatan Sebahattin Ünal, "Televizyonu açtım haber dinledim. TRT’deki sarışın bir bayan yurtta sulh konseyinin bildirisini okudu. “Eyvah” dedim, kalktım gittim arabamı çalıştırdım, FSM köprüsüne gidiyorum. Şile kavşağına kadar geldim. Orada baktım ki yol kapalı hiç hareket yok. Oradan döndüm, Çavuşbaşı'ndan inmeyi düşündüm. Orası da kapalı. Arabayı oraya istop ettim."
"Dedim “bunların bir hedefi var”, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hedeflerinde olduğunu biliyordum. Bunlar kesin o eve gelirlerdi. Oradan yürüdüm. Yaş itibariyle pırlanta gibi genç delikanlılar peşimden yetişemedim. Tam sürat koşuyla köprüye vardım. Benim kendi beynimde tasarladığım olay, askerlere yanaşıp “ülkenin bekasıyla oynamayın kışlanıza dönün” demekti."
"Ama köprüye vardığımda başlamışlar vatandaşa ateş etmeye. Yani hedef alarak, insanlarımıza birebir öldürmek için kurşun sıkarak. Keskin kılıç gibi olan bir dua vardı. Elimi açtım dua ettim ve yürüdüm. Bu milleti, bu devleti, bu bekayı beleş bulmadık beleş de teslim etmeyiz. Bizim hududumuz şehitlerin kanlarıyla çizilmiştir onun için zor ve dar zamanlarda imkansızlıkları başarmayı bilen bir kişiyiz" şeklinde konuştu.
"SAĞ AYAĞIMDAN KURŞUN YEDİM"
Köprüde kendisiyle beraber vurulan bir genci anlatan Sebahattin Ünal," Bir genç beni bir adım geçti. “Oğlum ne yapıyorsun düz koşma, zikzak yap” demeye kalmadan çocuk vuruldu, o arada benim ona dönmemle birlikte sağ ayağımdan kurşun yedim. Biraz daha ilerledim gözümün önünden bir ateş savruldu. Ne olduğunu bilmiyorum tabii. Askerle karşı karşıyayken elimi kaldırdım askerin üstüne atlayacağım elindeki silahı almak için. O arada 4. kurşun ile vuruldum. Yere düştüm. İhlas Haber Ajansı’nın sergisinde de var. Sabah uyandım, bir hemşire ağzımdan oksijen aparatını aldı. “Ağabey senin kimsen yok mu kimse seni ziyarete gelmedi” dedi. Ben de “Kızım var ama kimsenin haberi yok. Hanıma, çocuklara dahi söylemedim” dedim. O anılar da insana duygusal anlar yaşatıyor. Aşağı yukarı 23 ay 18 gün tedavi sürecim oldu. O sırada işimden aşımdan oldum, bir tarafa gidemedim" dedi.
GAZİ KARAYİĞİT GÖZÜNDEKİ ŞARAPNEL PARÇASI İLE YAŞIYOR
İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde başına isabet eden şarapnel parçası ile yaralanan Kütahyalı gazi Ali Karayiğit, o gece ile ilgili olarak "15 Temmuz, vatanını seven insanların tankların üzerine ölüme koşa koşa gidildiği geceydi" dedi.
Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde oturan Karayiğit, 15 Temmuz 2016 İstanbul Boğaziçi Köprüsü'nde gazi olan Karayiğit, 5 yıl sonra o geceyi İHA'ya anlattı.
"İNSANLARIN ÜZERLERİNE ATEŞ EDİYORLARDI"
Karayiğit, "Biz o gece 11 -12 gibi köprüye çıktık. Tanklar vardı, üç tane idi hatta. Elinde tüfekle bekleyen askerler vardı. İnsanların üzerlerin ateş ediyorlardı. Saatler ilerledikçe, sis bombası, ses bombası attılar. En son sabaha karşı saat 6 gibi, bizim üzerimize tankla atış yaptılar. Top mermisi benim arkamda patladı. Oradaki vatandaşlar beni alıp ambulansa bindirdiler, hastaneye götürdüler" diye konuştu.
"BEN O GECE VATAN İÇİN BAYRAK İÇİN ÇIKTIM"
15 Temmuz gecesi başına isabet şarapnel parçası ile yaralandığını belirten Karayiğit, "İstanbul'da özel bir Hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum. O gece orada dehşeti yaşadık. Bizim elimizde o gün silah yoktu. Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerleri ikna etmeye çalıştık. Benim gibi orada on binlerce vatansever vardı. Ben o gece vatan için bayrak için çıktım. Benim başıma isabet eden şarapnel parçası ile yaralandım. Gözümde şarapnel parçası duruyor ve o benim için şeref madalyasıdır. Allah devletimize milletimize zeval vermesin" ifadelerini kullandı.
Evli ve iki çocuğu olan Ali Karayiğit, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden 2 ay sonra dünyaya gelen çocuğuna Yiğit adını verdi.
15 Temmuz gece başına isabet eden şarapnel parçasını ise saklayan Ali Karayiğit, o geceyi asla unutmayacağını söyledi.