17 Ağustos'un acısı dinmiyor: Oğullarının sünnet fotoğrafıyla avunuyorlar

Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin acıları kalplerde hiç dinmedi. Oğullarını sünnet ettirdikten iki gün sonra kaybeden Yalçın ve Yasemin Töre çifti, geriye kalan sünnet fotoğraflarıyla avunuyor.

17 Ağustos'un acısı dinmiyor: Oğullarının sünnet fotoğrafıyla avunuyorlar
KAYNAK:
|
GİRİŞ:
14.08.2021
saat ikonu 14:56
|
GÜNCELLEME:
14.08.2021
saat ikonu 14:56

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde 9 saatlik çabanın sonrasında enkazdan çıkarılan Yalçın ve Yasemin Töre çifti, yığınların altında yaşamını yitiren 5 yaşındaki oğullarının acısını halen hissediyor. Depremde 7 kişinin hayatını kaybettiği Nuri Töre Apartmanı, Töre çiftinin 5 yaşındaki evlatlarını da onlardan kopardı. Depremden iki gün önce sünnet düğünü yaptıkları evlatlarını kaybetmenin acısını unutmadı.

YAŞASA 27 YAŞINDA OLACAKTI

Yaşasaydı 27 yaşındaki olacak çocuklarının, sünnet düğününden kalan son fotoğraflarıyla avunan Töre çifti, depremden iki yıl sonra dünyaya gelen kızları 20 yaşındaki Feyza ile teselli buluyor. Yalova'da kardeşine ait taksi durağında çalışan 56 yaşındaki Yalçın Töre, 3. kattaki evlerinde şiddetli bir sarsıntı hissettiklerini anlatan Töre, şöyle devam etti: "Sarsıntıyla yataktan fırladım. Hiçbir şey yapamadık. Yatağın üstünde o anda ne olduysa sırtımda bir ağırlık hissettim. Biz yüzüstü dönmüşüz, tavan tamamen üstümüze çökmüş. Deprem olduğunu o an idrak edemedik. Elimle 'Ne bu' diye bakarken lambayı elledim. 'Bu lamba benim sırtımda ne arıyor?' dedim. Bir yıkım olduğunu tahmin ettik. Binamız yıkılmıştı. Bina yatak odalarına doğru yıkıldığı için ölü sayısı da 7 idi binamızda. Birinci, ikinci kattaki yatak odalarındaki insanlar vefat etti."

GERİYE FOTOĞRAFLAR KALDI

Töre, 17 Ağustos'tan iki gün önce sünnet olan oğlunun vefat ettiğini dile getirerek, "Her şeyimiz yok oldu. Çocuğumdan birkaç fotoğraf hatıra kaldı." dedi. Töre, "Çaresizce kaldım. Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Oğlumuzun orada olduğunu tahmin ediyoruz. Yürümeye çalıştım, yürüyemedim. Sürünmeye çalıştım. Önüne bir şey çıkıyor. O yana bu yana dört tarafa döndük, hiçbir şekilde hareket edemedik. Öyle kaldık. Sabah mıydı akşam mıydı tam hatırlayamıyorum ama sesler duyduk. 'Sağ mısınız, sağ olan var mı, yaşayan var mı?' diye. O kadar bağırmamıza rağmen bizi kimse duymadı. Kim sağ kaldıysa sağımızda solumuzda binaları yıkılmayan, onların yardımıyla enkaz altından çıkarıldık." ifadelerini kullandı.

RUHSAL DÜZELME ZAMAN ALIYOR

Töre depremde fiziksel olarak yaralanmadıklarını ancak zihinsel açıdan toparlanmalarının uzun süre aldığını söyledi. Sürecin hiç kolay geçmediğini belirten Töre, “Her şeyimiz bir anda gitti. Mal geri geliyor, canımız gitmişti. Allah’ın takdiri böyleymiş. Rabb'imize kavuştu. Ne diyelim, yapacak bir şey yok. Hiç isyan etmedik. Daima şükrettik. Hamdolsun, veren o, alan o. Güç kudret sahibi ancak o. Her şeyimi geri verdi, ne aldıysa verdi. Erkek evladımın yerine kızımı verdi. Daha ne diyelim. Biz şükrettik" dedi.

 

ETİKETLER
#Gündem
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.