Bartın'ın Amasra ilçesinde geçtiğimiz ekim ayında meydana gelen ve 42 işçinin hayatına mal olan maden kazasıyla ilgili TBMM'de kurulan meclis Araştırma Komisyonu, raporunu tamamladı. Raporda kazanın en önemli sebebinin tali havalandırmadaki yetersizlik olduğu belirtildi. Madendeki metan gazı varlığı ve tetikleyici unsurlara karşı da yeterli önlemin alınmadığı vurgulandı.
Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen maden ocağı patlaması 42 işçinin hayatını kaybetmesine yol açmıştı. Bartın maden faciasını araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu tamamladı.
4 ayda tamamlnan 366 sayfalık raporda, faciaya ilişkin ihmaller, tespitler ve önerilere yer verildi. Raporda kazanın nedenlerine ilişkin yapılan tespitlerden dikkat çekenler şöyle: "Kazanın en önemli nedeni patlayıcı atmosferi oluşturan metan gazı varlığının ve patlamayı tetikleyici unsurların bu önlemlerle yönetilememesidir. Patlamanın meydana geldiği 14.10.2022 tarihinde metan ölçüm değerleri incelendiğinde uygulanan havalandırma projesinin, metanın patlama alt limitlerinin altında kalması için yeterli olmadığı görülmektedir."
Raporda, kazanın meydana gelmesinde ana havalandırmadaki eksiklikten daha önemli derecede olmak üzere tali havalandırmadaki yetersizlik en önemli neden olarak gösterilerek, şöyle denildi:
"Metan patlamasının tetiklemesi ile artarda gerçekleştiği düşünülen kömür tozu patlamasının ve patlama şiddetinin ocağı yatay ve dikey yönde geniş bir alanda etkilemesinin nedeni başarılı bir tozla mücadele yapılamaması ve su/toz barajlarının yetersiz olması ve doğru konumlandırılmamış olmasıdır. Üretim ve hazırlık sırasında yapılan patlatmalı kazı faaliyetlerinin mevzuatta belirtilen şartlara uymaması ve bunları kontrol eden ve denetleyen etkin bir denetim ve kontrol mekanizması olmaması ortam güvenliğini riske atmıştır. Kaza anında personel eksikliği nedeni ile merkezi gaz izleme odasında tek operatörün çalışıyor olması, merkezi gaz izleme sisteminin sesli alarm sistemi ile entegre olmaması yer altı iletişim ağının zayıflamasına ve bilgi akışında aksaklıklara neden olmuştur."
Raporda bu tür kazaların bir daha yaşanmaması için 120 maddelik öneri sunuldu. Özellikle yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu ve havza madenciliği konusuna dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:
"İş kazalarında ihmal ve kusuru bulunanlara uygulanan cezai müeyyideler ve iş teftişlerinde denetim sırasında tespit edilen iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluk sahibi olanlara uygulanan idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalıdır. Ruhsatsız işletildiği tespit edilen ve kapatılan madenleri işleten kişilere hapis cezası verilmesi ve bu kişilerin ömür boyu madencilik faaliyetlerinden men edilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Madencilik mevzuatı gözden geçirilmeli, kömür madenciliğine ilişkin tüm faaliyetler için ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır. Madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için madencilik faaliyetlerinin tek bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda, bağımsız bir ulusal maden iş sağlığı ve güvenliği kurumu kurulmalıdır. Maden sahaları, yapısal jeolojileri dikkate alınarak faylara ve diğer düzensizliklere göre mümkün olan en büyük ölçekte ruhsatlara ayrılmalı ve bu şekilde rezerv kaybının en aza indirilmesi ve sahaların güvenli projeler ile işletilmesi sağlanmalıdır. Bir diğer ifadeyle; ülkemiz yer altı kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde çıkarılabilmesi için havza madenciliği ön planda tutulmalıdır."
Diğer önerilerden bazıları ise şöyle: