Prof. Dr. Ömer Küçük, 'çam mı meyve ağacı mı' tartışmasına son noktayı koydu
Türkiye’nin ciğerleri yanarken diğer taraftan “Karaçam ya da kızılcam niye ekiyoruz? Yerine zeytin, ceviz vs. ekilsin” tartışmaları yaşandı. Prof. Dr. Ömer Küçük konuya ilişkin son noktayı koydu: “Kızılcam ve karaçam bu bölgenin doğal bitkisidir, elle dikilmemiştir. Başka bir şey ekseniz de yine çıkacaktır. Orman yangını Karaçam ve Kızılçamın ekolojisinde var” diye konuştu.
Türkiye bir haftadır şiddetli yangınlarla mücadele ediyor. Başta Antalya ve Marmaris olmak üzere 32 ilde 130 ayrı yerde yangın çıktı, 119’u kontrol altına alındı. Yangınların genişlemesinin ve zor kontrol altına alınmasının altında yatan pek çok faktör yer alıyor. Bu faktörlerin başında ise ormanlık alanların kızılçam ve karaçam olması. Neden karaçam ya da kızılçam ekiyoruz, zeytinlik, ceviz vs. ekilse yangınların önüne geçilebilir mi, sorusu sosyal medyanın gündeminde uzun bir süredir yer alıyor. Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, TGRT Haber’deki Bilmedikleriniz Programında konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
KARAÇAM AKDENİZ’İN DOĞAL TÜRÜDÜR, DEĞİŞTİRİLMEZ
Prof. Dr. Ömer Küçük, her ağacın her bölgede yetişmeyeceğini söyleyerek “Her ağaç türünün ekolojik istekleri vardır. Akdeniz coğrafyasına baktığımızda 300 yıl bile gitseniz buranın ağaç türünün maki, kızılcam olduğunu görürsünüz. Doğal bir türdür, yapay ve elle dikilerek buraya getirilmemiştir. Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın yangından sonra bile kozalaklardan çıkan tohumlar veya başka yerlerden gelen tohumlar oranın asıl ağaç türünü ortaya çıkaracaktır. Kızılçam dikilmeseydi diye bir şey yok, bu oranın doğal türüdür. Karaçam da doğal bir türdür ve yanıcı madde özelliği vardır” dedi.
ORMAN YANGINI KARAÇAM VE KIZILÇAMIN EKOLOJİSİNDE VAR
Ormanların evrim geçirmek amacıyla bazı zaman kendi kendilerini yaktığına ilişkin iddialara yanıt veren Prof. Dr. Ömer Küçük, “Orman yangınları bazı türlerin ekolojisinde var. Bunlardan biri de karaçamdır. Binlerce hektar karaçam var, dikkat ediniz benzer yaşta ve hepsi aynı boydadır. Bunun iki nedeni olabilir. Büyük bir fırtınayla çoğu devrilmiş olabilir ya da geçmişte büyük bir yangın geçirmiştir. Buralar dikim olmadan doğal ve asli halini almıştır. Kızılcamın genetiğinde yangın var. Öyle bir yapısı var ki kozalaklarını 7 ila 8 yaşında oluşturmaya başlıyor. Kızılcamda yangın frekansı 20-25 yılda birdir, yani 20-25 yılda bir yangın olur. Karacam biliyor ne zaman yangına geleceğini” dedi.
DÜNYANIN NERESİNDE OLSA AYNI AFET YAŞANIRDI
Ömer Küçük, Türkiye’nin yangına müdahale etmede Avrupa birincisi, dünyada ise ikinci olduğunu söyledi. Yangının felaket boyutuna gelmesinin kendine has nedenlerinin olduğunu kaydeden Ömer Küçük “Nem oranı düşükse yangın başlamayabilir ya da kısa sürede müdahaleyle söndürülebilir. Ancak buradaki sorun poyrazdı. Nem oranı 10’un altında, sıcaklık da 40-45 derece arasında bile olsa kısa sürede kontrol altına alınabilecek bir yangındı. Şu anda karşılaştığımız yangın afet boyutunda bir yangındır. Kanada da ABD’de de olsa aynı şey yaşanırdı” diye konuştu.
YANGIN KENDİ MEKANİZMASINI OLUŞTURDU
Ömer Küçük, yangının kendi mekanizmasını oluşturduğunu ve bunun da müdahaleyi zorlaştırdığını belirterek “Yangının olduğu bölgede ısı artıyor, yangın kendi rüzgarını oluşturuyor. Ayrıca yangın içinden çıkan duman sütununun içinden kızıl cam kozalakları, tohumları yangını dağıtıyor” diye konuştu.
