Yaklaşık yarım asırdır Türkiye'nin adeta ayağında pranga haline gelen terör sorunu Terörsüz Türkiye süreci ile aşılmaya çalışılırken binlerce canın katlinden sorumlu olan eli kanlı örgüt PKK'nın silah bırakma aşamasının ardından Meclis çatısı altında yapılacak çalışmalar bugün resmiyet kazandı.
5 Ağustos Salı itibarıyla ilk toplantısıyla çalışmaların başladığı yapı, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adını aldı. Komisyonun ilk gününde yaklaşık 8 saatlik bir çalışma yapıldı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş komisyon toplantısı öncesi yaptığı konuşmada "Bu salonda yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Tarihi bir dönüm noktasındayız. Bu komisyon sıradan bir heyet değil. Süreç herhangi bir kişi ya da kurumun değil aziz milletimizin meselesidir." ifadelerini kullandı.
DEM Parti'nin komisyon üyelerinin yaptıkları konuşmalar da parti tarafından yayımlandı. Partinin yazılı açıklamasıyla DEM Parti'nin komisyona götürdüğü talepler de ortaya çıktı. Buna göre partinin komisyon üyelerinden olan Gülistan Kılıç Koçyiğit, bugün yaptığı konuşmada "Kürt kimliği başta olmak üzere çoğulculuğun, farklı kimliklerin, farklı inançların reddine ve tekçiliğe dayalı bir sistemin inşası nedeniyle bu sorun ortaya çıkmış; isyan, çatışma ve şiddet sarmalında kendisini dışa vurarak günümüze kadar güncelliğini korumuştur." ifadelerini kullandı.
Bir diğer DEM Partili üye Meral Danış Beştaş ise HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Derhal serbest bırakılmaları gerektiği" yönündeki kararlarını hatırlatarak bu kararların aynı zamanda Kobani Olayları nedeniyle yargılanan tüm arkadaşları için de geçerli olduğunu belirtti.
Beştaş kararların uygulanması gerektiğine işaret ederek "Tabii ki sadece Demirtaş ve Yüksekdağ değil; aynı zamanda Mine Özer, Çiğdem Mater, Osman Kavala, Can Atalay, Leyla Güven ve siyasi sebeplerle içeride olan daha yüzlerce arkadaşımız için de aynı kararlar söz konusu. Komisyonun bu konuda inisiyatif almasının, irade ortaya koymasının önemli olduğunu vurgulamak isterim." dedi.
"Umut hakkına atıfta bulunmak isterim." diye sözlerini sürdüren Beştaş "Türkiye'den yapılan başvurularda Abdullah Öcalan davasında 18 Mart 2014 tarihinde karar verildi. Umut hakkının uygulanması gerektiği kararı aynı zamanda hukukun bir gereğidir. Bunu da özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
Beştaş ayrıca partilerinin yönetiminde olan belediyelere kayyum atanmasını eleştirerek bu uygulamalara son verilmesinin önemini hatırlattı.