İçişleri Bakanı Soylu, "Birçok saldırıyla karşı karşıyayız ama Türkiye, Karlofça'dan itibaren son 300 yılının en güçlü dönemindedir." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Birçok saldırıyla karşı karşıyayız ama Türkiye, Karlofça'dan itibaren son 300 yılının en güçlü dönemindedir, en güçlü anındadır ve en güçlü zeminindedir." dedi.
Soylu, TBMM Genel Kurulunda kendisi hakkında verilen gensoru önergesine ilişkin yaptığı konuşmada, terörü yöneten odakların 1978'den itibaren PKK eliyle terörü kurumsallaştırmaya ve araçsallaştırmaya çalıştığını söyledi.
Türkiye'deki darbelerin hiçbirinin dışarıdan bağımsız gerçekleşmediği belirten Soylu, "PKK'nın da dışarıdan ciddi destek aldığı, para, silah ve yardım aldığı, Türkiye içinde ve Ortadoğu'da bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla Türkiye'nin terörle mücadele sürecini sadece içerideki basit bir silahlı çeteyle mücadele olarak görmek ciddi bir tespit hatasıdır." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin terörle mücadelesinin, aslında küresel güçler ve terörü araç olarak kullanan bir üst akla karşı verilen bir mücadele olduğunu vurguladı.
Türkiye'ye karşı PKK, FETÖ, DEAŞ ve aşırı örgütler eliyle bu mücadeleyi yürütenlerin birinci amacının ülkeyi bölmek, en azından gücünü azaltmak, Ortadoğu'da ekonomisi, kültürü, milli birliği ve kardeşliğiyle ayakta durabilen, gelişen bir Türkiye'yi engellemek olduğunu vurgulayan Soylu, "Türkiye'nin geliştiği veya gelişmeye başladığı ve bunun kaydolduğu dönemlerde terörün, iç çatışma girişimlerinin tırmanması bunun en açık göstergesidir." değerlendirmesini yaptı.
Terör, terörizm, terörün mücadele alanları ve eylem türlerinin çeşitlendiğini dile getiren Soylu, buna karşın Türkiye'nin eski Türkiye olmadığının bilinmesi gerektiğine dikkati çekti.
"1699 Karlofça, bizim gerilemeye başladığımız dönemdir. 2002 yılından itibaren de Türkiye bu tarihini ters yüz etmiştir. Birçok saldırıyla karşı karşıyayız ama Türkiye, Karlofça'dan itibaren son 300 yılının en güçlü dönemindedir, en güçlü anındadır ve en güçlü zeminindedir. Ekonomisi güçlenmiştir, siyasi istikrarı ve iradesi güçlenmiştir, demokrasisi güçlenmiştir, güvenlik kapasitesi ve teknolojisi de güçlenmiştir."
Artık, patlayan bombalar ve günübirlik kur hareketleriyle siyasi istikrarı sarsılan, koalisyonlarla felç edilen bir Türkiye olmadığını söyleyen Soylu, "Türkiye, 21'inci asrın vebası olan terörle mücadelesinde bugün, hiç olmadığı kadar kararlıdır, güçlüdür ve sona yaklaşmıştır." görüşünü dile getirdi.
Soylu, görevden uzaklaştırılan ya da tutuklanan belediye başkanlarının terörle bağlantılarını anlatan fotoğraflarla örnekler verdi.
"Van Büyükşehir Belediyesi VASKİ Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanı'na kayıtlı görevli hizmet aracı. Yani biz bu belediyeleri niçin görevden aldık ve niçin bu belediyeler şu anda geçici görevlendirdiğimiz kişiler tarafından idare ediliyorlar? 15 Haziran 2016 tarihinde silahlı çatışmaya karışmış, araçtaki 3 terörist etkisiz hale getirilmiş. Yapılan arama sonucu araçta bir kalaşnikof marka otomatik tüfek, iki el bombası, bir roketatar..."
"Türkiye'de halihazırda 110 bin dernek var. Bunun bin 125'i FETÖ, 189'u PKK/KCK, 20'si DHKP-C, 8'i DEAŞ iltisaklı olmak üzere kapatılmıştır. Kapatılan bu derneklerin somut faaliyetleri arasında yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasının yapılması, Türkiye Cumhuriyeti'ni aşağılayıcı ifadelere yer verilmesi, bölücü ve diğer tutuklular için açıklama yapılması, dernek etkinliklerinde teröristbaşının posterlerinin asılması gibi eylemler yer almaktadır."
Çok sayıda çocuğun, okula gitmek için otobüs beklerken kaçırıldığını, hayatlarının karartıldığını dile getiren Soylu, "18 yaş altı 310 erkek ve 31 kadını yani kızımızı dağa çıkardılar." bilgisini paylaştı.
Bölgede teröre tepki amacıyla yapılan yürüyüşleri hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"İnsanlar niçin şu teröre lanet yürüyüşlerini Hakkari Çukurca'da ve Hakkari Yüksekova'da yaptılar, niçin ay yıldızlı bayraklarla sokağa döküldüler ve 'Artık yeter!' diyorlar? Terör örgütüne, PKK'ya, bizim milletimizi, etnik kimliğimizi istismar edenlere 'hayır' diyorlar. PKK örgütüymüş, TAK örgütüymüş, YPG'ymiş, 'Bu ülkeyi kan gölüne döndürüyorsunuz' diye bana vereceğiniz gensoruyu acaba Kandil'e hiç sormayı düşündünüz mü? Bu ülkenin ortak değerlerini bunlara bırakmayalım, istismar etmeyelim, istismar ettirmeyelim, sadece ve sadece bu ülkenin yarınlarına huzurla ve güvenle gidelim. Hiç merak etmeyin, Türkiye'yi tehdit eden ne kadar unsur varsa bunları ortadan kaldırmak, Kandil'i de öbür taraftan Sincar'ı da bu terör örgütlerini de şu Grubun, şu Hükümetin ve bu Meclisin namusudur, biz bu namusun gereğini yerine getireceğiz."
TBMM Genel Kurulunda, İçişleri Bakanı Soylu hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.
Gensoru önergesiyle ilgili oylamanın bitiminde verilen aradan sonra HDP'nin komisyonlarda boş bulunan üyelikleri için seçime geçildi. TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, karar yeter sayısı bulunamayınca birleşimi bugün saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı. Kişisel Verileri Koruma Kuruluna iki üyelik için seçim de bugüne kaldı.