Üsküdar’daki yapılan sokak röportajı sırasında ırkçılığa maruz kalan Suriyeli 17 yaşındaki Ahmet Kanjo açıklamalarda bulundu. Irkçı naralar atan şahıslara karşı “Ben bir insanım” haykırışı ile cevap veren genç, onların Türk halkını temsil etmediğini söyledi. 2015 yılında Halep'ten ailesi ile birlikte geldiğini söyleyen Kanjo hedefinin mühendis olmak olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’de son dönemde sığınmacılara yönelik ırkçı söylemler bir sokak röportajına yansıdı. Üsküdar meydanında bir söyleşi sırasında 17 yaşındaki Suriyeli genç Ahmet Kanjo ırkçı söylemlere maruz kaldı. Kendisini adeta çevreleyen insanlara karşı “Ben bir insanım” haykırışı ile haykıran Kanjo, yaşadıklarını anlattı. Kanjo, “Suriyeliler hakkında söylediklerine duyarsız kalamadım. Ancak oradaki amcalar, teyzeler anlayış göstermeyi tercih etmediler” dedi.
#haber#
Kalabalığı merak edip yaklaştığını ve Suriyeliler hakkında konuşulduğunu duyunca röportaja dahil olduğunu söyleyen Kanjo, yalan bilgilere duyarsız kalmak istemediğini söyledi. “Belki görüşümü söylersem iki tarafa da faydası olur” düşüncesi ile hareket ettiğini söyleyen Suriyeli genç, “Konuya girdim ama onlardan karşı görüşler geldi. Amcalar, teyzeler anlayışsız davrandı. Sözlerimi fayda etmediğini görünce oradan ayrıldım. Ben bu görüşte olan insanların Türk halkını temsil etmediğini biliyorum” diye konuştu.
“Ben bir insanım” sözlerine sosyal medyadan büyük destek geldiğini gördüğünü ifade eden Kanjo, “O insanların görüşünün Türkiye’nin çoğunluğunu yansıtmadığını sosyal medyada ‘Ben bir insanım’ başlığıyla yazılan yorumlardan belli oluyor. Bana bu kadar destek vermeleri gerçekten inanılmaz güzel. Her birine tek tek teşekkür ediyorum” dedi. Kanjo, “Herkesin birbirine karşı anlayışlı olmasını istiyorum. Sanki kıyamet kopmuş gibi davranmaktan ve olayları büyütmekten vazgeçmeleri gerekiyor. Her milletin iyisi ve kötüsü var. Karşılıklı empati ile her problemin çözüleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
2015 yılında Halep’ten annesi, babası ve beş kardeşiyle İstanbul’a gelen Kanjo şunları kaydetti:
Göç etmemizin en büyük sebebi orada eğitim alamayışımızdı. Hepimiz okumak istiyorduk. İstanbul’a geldiğime 10 yaşında idim. Tek hedefim iyi bir üniversite eğitimi almak. Bunun için hem okuyup hem bir fast-food restoranında çalışıyorum. Mühendis olmak istiyorum. Şu anda ablam İlahiyat Fakültesinde okuyor, onun gibi üniversiteli olmak için ben de mücadelemi sürdüreceğim.
#video#