Tgrt Haber

İsrail ile İran'dan Türkiye karşıtı gizli anlaşma: '23 milyar dolarlık' sus payı

Editör: Suat Vilgen / Kaynak: Türkiye gazetesi
22 Kasım 2023 07:31 - Güncelleme : 22 Kasım 2023 14:12
İsrail ile İran'dan Türkiye karşıtı gizli anlaşma: '23 milyar dolarlık' sus payı
iran,israil,abd

7 Ekim’den kısa süre önce Tahran’ın üç ülkede bloke edilen 23 milyar doları ABD tarafından serbest bırakıldı. Bu gelişmenin arkasından İran ile İsrail arasındaki Türkiye karşıtı gizli bir çıkar anlaşması çıktı. İranlı uzmanlara göre iki ülke birbirini hedef gösterip kimyasal güç haline gelme amacında.

İsrail’i, kuruluş yılı olan 1979'dan bu yana hedef ülke olarak gösteren İran’ın Gazze’de devam eden soykırım girişimine kayıtsızlığı devam ediyor.

Türkiye gazetesine konuşan İranlı uzmanlara göre bu kayıtsızlığın arkasında ABD, İsrail, İran üçgeninde birtakım gizli plan ve anlaşmalar yatıyor.

SUS PAYI, 23 MİLYAR DOLAR!

İranlı Siyaset Bilimci Dr. Hamid Sefidgar, ABD’nin İsrail’e karşı susması karşılığında İran’a 23 milyar dolarlık jest yaptığını söyledi. 
Sefidgar'a göre İran'ın daha önce bloke edilen Irak’taki 10 milyar doları, Kore’deki 7 milyar doları ve Katar’daki da 6 milyarı doları ABD tarafından tekrar kullanıma açıldı.

Bir diğer İranlı akademisyen Dr. Mehmet Rıza Heyet ise İran-ABD-İsrail üçlüsünün arka planda çok daha önemli anlaşmalar yaptığını ifade etti.

45 YILDIR AYNI YALAN: İSRAİL'İ YIKACAĞIZ

İran'daki üniversitelerde uzun yıllar siyaset bilimi dersleri veren Dr. Hamid Sefidgar, ülkesindeki mevcut rejimin 45 yıldır İsrail’i yıkacağını söylediğini belirterek, "Başta Hamaney ve Reisi olmak üzere bütün yetkililere soruyorum; eğer bugün vahşet karşısında adım atmıyorlarsa ne zaman harekete geçecekler? Biz 45 yıldır hemen her gün İsrail’e ölüm sloganları dinliyoruz. Ancak siyonist soykırım başladığı günden beri söylem dozu daha da düştü. Hatta Filistin halkı için savaşa girmeyeceklerini açık bir biçimde deklare ettiler" dedi.

"Madem gelinen nokta bu ise 1979’dan beri İran’ın varlık sebebi olarak gösterilen İsrail’i yıkma tehdidi sadece bir göz boyamadan mı ibaretti?” diye soran Dr. Sefidgar’a göre Netanyahu’nun “Ayakta kalmak istiyorsanız susun” çıkışı sadece Arap ülkelerini değil İran’ı da kapsayan bir tehditti.

DÜŞMAN GÖRÜNÜMLÜ KADİM DOSTLAR

Sefidgar, İran’ın nükleer güç olma gerekçesi olarak İsrail’i, İsrail’in ise İran’ı düşman göstererek bugünkü konuma geldiğine dikkat çekti. İslam dünyasının İran ve İsrail’in kimyasal silah üretimi konusunda yıllardır uyutulduğunu belirten İranlı akademisyen, "Her iki ülkenin kimyasal güç boyutuna gelmesinde birbirini hedef göstermesi çok büyük bir tuzaktı. Gerçekte ise ne İsrail için İran asıl hedef, ne de İran kimyasal silahlarını Batılı ülkelere ya da İsrail’e doğrultacak. Her iki ülkenin de hedefinde başta Türkiye olmak üzere Sünni-İslam dünyası var" diye konuştu.

Bu amacın ustaca gizlendiğni ve dikkatlerin başka yöne çekildiğini belirten Sefidgar, "Şu an mali jestler yanında ABD-İsrail-İran üçgeninde kimyasal üretim boyutu konuşuluyor. Yeni bir strateji belirleniyor. Birbirlerine dönük göstermelik birkaç cılız tepki ile birlikte hem İsrail hem de İran emeline ulaşacak ve bölgenin iki büyük tehdidi hâline dönüşecek" değerlendirmesinde bulundu

KÜRESEL İTTİFAKTAN TAHRAN'A YENİ MİSYON

Dr. Mehmet Rıza Heyet ise sürecin geçtiğimiz aylarda başladığını ve ABD ile İsrail’in birden farklı yolla İran'daki molla rejimine "güvenoyu" mesajı verdiğini söyledi.

Dr. Heyet, bloke edilen paraların serbest bırakılmasının olayın görünen boyutu olduğunu, İran rejimine Filistin politikası sebebiyle yapılan jestin bununla da kalmadığını belirtti.

Küresel ittifakın İran’a yeni bir misyon biçtiğini belirten Heyet, "Bunun göstergelerini önümüzdeki süreçte çok daha net göreceğiz. Şii Hilali bu güçlerin müşterek projesiydi. Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen ölçeğinde büyük oranda İran amacına ulaştı. Ancak buna paralel İsrail de 'Arzı Mevud' için ciddi mesafe aldı. Şimdi yeni bir boyuta geçiyorlar. Her iki ülke de kendi dinî motivasyon ve harita hedefine anlaşmalı olarak yürüyor” dedi.

"İRAN'DAKİ AYAKLANMALAR SÜRECİN PARÇASI"

İran’a yapılan 23 milyar dolarlık jestin zamanlamasını manidar olarak nitelendiren Mehmet Dr. Heyet, “Tahran bu süreçte yeni taahhütlerde bulundu. Geçtiğimiz dönem (İran'da) yaşanan ayaklanmalar da sürecin parçasıydı. Şah Rıza’nın oğlunu da kullanarak bir düzlem oluştu. İran’ın fanatik Şii idealleri ve Siyonist İsrail projesi kapsamında Tahran rejimi, yeni bir proje için kullanılacak. Bu çerçevede Türkiye karşıtlığı da İsrail-İran-ABD üçgeninin özel paydalarından birisi” ifadesini kullandı.

Kaynak: Türkiye gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...