“Türkiye’ye silah doğrultulursa, kim olursa olsun operasyon yapılır.” AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in bu net çıkışı, terörle mücadelede yeni dönemin kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Çelik, silah bırakma sürecinin sahada somut şekilde görünmesi gerektiğini vurgularken, siyasi sabotajlara karşı da uyardı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, katıldığı programda gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Terörle mücadele, PKK'nın silah bırakma kararı, siyasi temaslar, CHP ve DEM Parti'nin tutumu gibi birçok başlıkta çarpıcı ifadeler kullanan Çelik, “sözle değil, sahada somut adım” vurgusu yaptı.
Ömer Çelik, “silah bırakma” meselesine dair yapılan açıklamaların yeterli olmadığını belirterek, bunun sahada somut bir şekilde görülmesi gerektiğini ifade etti. “Ayları geçmeyen bir süre içinde somut adımlar atılmalı” diyen Çelik, aksi durumda sürecin sabotaja açık hale geleceğini ve güveni zedeleyeceğini söyledi. Terör örgütüne silah çekilmediği sürece Türkiye'nin de çekmeyeceğini vurgulayan Çelik, “Türkiye’ye silah doğrultulursa, gerekli operasyon yapılır” dedi.
Çelik, silah bırakmanın pasif bir geri çekilme değil, örgütün feshedilmesi ve silahların teslimi anlamına geldiğini ifade etti. Terörsüz bir Türkiye hedefinin sadece siyasi değil, bir devlet politikası olduğunu belirtti. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tutumlarının net ve kararlı olduğunu dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Terör Türkiye’nin gündeminden çıkacaksa destek veririz” açıklamasını olumlu ve değerli bulduğunu söyleyen Çelik, bu sürece ne kadar çok siyasi katkı gelirse o kadar kıymetli olduğunu ifade etti. DEM Parti’nin genel olarak istişare sürecine katkı sunmaya çalıştığını vurgularken, çift taraflı provokatif açıklamalardan kaçınılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Çelik, terör meselesinin çok katmanlı bir alan olduğuna dikkat çekerek, özellikle siyasi sabotajlara açık bir zemin bulunduğunu ifade etti. Bu nedenle sabır, hassasiyet ve berrak bir siyasi akılla sürecin yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Gündeme gelen Lozan Antlaşması tartışmalarına da değinen Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki açıklamalarına atıfla, “Lozan Türkiye’nin tapusudur ve kazanımdır” ifadelerini kullandı. Farklı yorumların tarihsel olaylar açısından doğal olduğunu ancak devletin resmi görüşünün net olduğunu söyledi.
CHP’nin ara seçim çağrılarını da eleştiren Çelik, “Seçim oyuncak değil. Vatandaş iradesini yeni ortaya koymuşken bu çağrılar çözüm değil, alışkanlık haline gelmiş bir refleksin yansımasıdır” dedi. CHP’nin sürekli kurultay ve iç oylamalarla çözüm arayışında olduğunu, bunun Türkiye’yi yönetme yaklaşımı açısından sağlıklı bir örnek oluşturmadığını ifade etti.
Kayyum atamalarıyla ilgili tartışmalara da değinen Çelik, yargının karar vereceği süreçlerde yorum yapamayacağını ancak terörle iltisaklı her olayın zaman aşımı gözetilmeksizin değerlendirileceğini belirtti.
Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yürütülen yargı sürecinin siyasete malzeme yapılmaması gerektiğini ifade eden Çelik, “CHP, bize eleştiride bulunacağına tek tek dosyaların arkasında durup durmadığını açıklasın” çağrısında bulundu. Özgür Özel’in bu konuda ortaya koyduğu “moral üstünlük” söylemini de eleştirdi.
Çelik, Sırrı Süreyya Önder için AKM’de düzenlenen törende CHP lideri Özgür Özel’e yönelik saldırıyı net bir dille kınadı. “Siyaset kurumuna atılmış bir yumruk olarak görüyoruz. Kabul edilemez ve lanetli bir saldırı” dedi. Olayın hem emniyet hem de MİT tarafından çok yönlü olarak araştırıldığını da ekledi.
Son olarak uluslararası gelişmelere değinen Çelik, İstanbul’da yürütülen Ukrayna-Rusya barış müzakerelerine dikkat çekti. “Barış kelimesine artık kimse karşı çıkamıyor” diyen Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her iki tarafla da konuşabilen tek lider olduğuna vurgu yaptı ve bu rolün süreç açısından vazgeçilmez olduğunu ifade etti.