Samsun’da yapımı devam eden ve Karadeniz Bölgesi’nin en büyük sağlık projelerinden biri olan Samsun Şehir Hastanesi’nin şantiyesinde görev yapan özel güvenlik görevlileri, maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle seslerini duyurmak için basın açıklaması yaptı. Gürbağ Taşeronuna bağlı Harun Özel Güvenlik Şirketi bünyesinde çalışan 45 güvenlik personeli, yaklaşık üç aydır maaşlarının ödenmediğini belirtti.
Hastane inşaatı önünde toplanan güvenlik görevlileri adına konuşan Sabri Çetin, yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle dile getirdi: “Yaklaşık dokuz aydır maaşlarımızı düzensiz şekilde alıyoruz. Son üç aydır ise hiçbir ödeme yapılmadı. Bankalara borçlandık, kiralarımızı ödeyemiyoruz. Çocuklarımızın en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldik. Bayram öncesi bir çift ayakkabı dahi alamayacak hale geldik.”
Sabah saatlerinde iş sözleşmelerinin sona erdiğini şantiye yetkililerinden sözlü olarak öğrendiklerini belirten Çetin, sürecin usulsüz şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak şöyle devam etti: “Bize hiçbir resmi bildirim yapılmadan, projeden çıkarıldığımız söylendi. Maaş ve tazminatlarımızı ancak mahkeme ya da arabuluculuk yoluyla alabileceğimiz belirtildi. Bu hem iş etiğine hem de insan onuruna aykırıdır.”
Güvenlik görevlileri, zorlu koşullarda özveriyle çalıştıklarını hatırlatarak, devlet yetkililerine çağrıda bulundu: “Gece gündüz, yaz kış demeden hastane şantiyesinin güvenliğini sağladık. Fiziksel saldırıya uğradık, hastalandık ama görevimizi aksatmadık. Şimdi emeğimizin karşılığını istiyoruz. Devletimizin sesimizi duymasını ve mağduriyetimizin giderilmesini bekliyoruz.”
Öte yandan, şehir hastanesinin yüklenici firma yetkilileri, ana ödemelerin yapıldığını, ancak alt taşeron olan Harun Özel Güvenlik Şirketi’nin bu parayı işçilere aktarmadığını iddia etti. Firma yetkilileri, güvenlik görevlilerinin yaşadığı mağduriyetin farkında olduklarını ve konuyla ilgili çözüm arayışı içinde olduklarını belirtti.
Basın açıklaması sonunda güvenlik personeli, tüm yetkililere, sendikalara ve kamuoyuna çağrıda bulundu: “Bu hak gaspı karşısında artık susmuyoruz. Alın terimizin karşılığını almak, ailelerimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirebilmek istiyoruz. Lütfen sesimize ses verin.”