Gündem

'Van Gölü'nün altı adeta bir tarihi müze'

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, "Aslında Van Gölü'nün altı adeta bir tarihi müze şeklinde. Van Gölü başlı başına orijinal bir ekosistem. Dünyadaki bulabileceğimiz en eşsiz ekosistemlerden biri. Çünkü kapalı bir göl. Tarihte ne olmuşsa Van Gölü'nde gizli." dedi.

'Van Gölü'nün altı adeta bir tarihi müze'
KAYNAK:
|
GİRİŞ:
29.04.2019
saat ikonu 22:26
|
GÜNCELLEME:
29.04.2019
saat ikonu 22:26

Akkuş, Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ),  Adilcevaz Kaymakamlığı, Belediye, Van YYÜ ile Adilcevaz Kültür Sanat ve Turizm  Derneğinin katkılarıyla düzenlenen "Tarih Arkeoloji Jeoloji ve Turizm  Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, Van Gölü'ne en fazla dalış yapanlardan biri  olduğunu, her dalışta gölün altında birçok farklı yapı gördüğünü kaydetti.

 Gölün altında tespit ettikleri Urartu Kalesi, balık heykelleri,  yürüyüş yolları ve evleri henüz açıklamadıklarını bildiren Akkuş, şöyle devam  etti:  "Aslında Van Gölü'nün altı adete bir tarihi müze şeklinde. Van  Gölü başlı başına orijinal bir ekosistem. Dünyadaki bulabileceğimiz en eşsiz  ekosistemlerden biri. Çünkü kapalı bir göl. Tarihte ne olmuşsa Van Gölü'nde  gizli. Göllerin şöyle bir özelliği vardır. Göller bulundukları bölgenin adeta  geçmişini kaydederler. Van Gölü bölgenin en eski şahidesi. 600 bin yıldan  fazladır burada. Nemrut volkanın patlamasıyla şimdiki sıvı oluşuyor. Bu 600 bin  yıllık sürede Van Gölü sürekli değişim gösteriyor. Kimi zaman yükselmiş kimi  zaman da alçalıyor. Van Gölü'nün bir uçtan bir ucunu görmeniz mümkün değil.  İnanılmaz çok büyük bir doğal bir kaynak ve devasa bir ekosistem."  Van  Gölü'nün balıkçılık alanında çok büyük katkı sunduğunu, göl etrafından 14 bin  insanın geçimini balıkçılıktan sağladığını ancak böylesi bir kaynaktan sadece  balıkçılık anlamında faydalanmanın büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Akkuş,  şunları söyledi:

"Çünkü Van Gölü'nün altında inanılmaz güzellikler yatıyor. Bunları  tanıtır ve altyapıyı oluşturabilirsek her yıl bu bölgeye binlerce insanın  geldiğini göreceğiz. Van Gölü Su Altı Araştırmaları Başkanıyım. Geçen yıl sadece  650 kişiye yakın bir grup dalışa gelmek istediler. Fakat bölgede altyapımız yok.  Bunların malzemelerini karşılama, konakla, rehber dalgıç konusunda yetersiz.  Dolayısıyla bu bizim için bir kayıp. Su altı turizmini neden geliştiremiyoruz?  Van Gölü'nün altında en büyük mikrobiyalit alanları, 3 Rus batığı, kale  kalıntıları, yürüyüş yolları, ev kalıntıları, ocaklar, balık heykelleri ve birçok  şey görüyorsunuz." diye konuştu.

"Çalışmalar yurt dışında da ses getiriyor"

Adilcevaz Kaymakamı Arif Karaman, geçmişten alınan mirasın geleceğe  iyi bir ışık tutacağını söyledi.

Çalıştayın Adilcevaz, Bitlis, Van Gölü havzası, bölge ve ülke için  yararlı sonuçlar ortaya koyacağını ifade eden Karaman, şöyle konuştu:

"Bir hocamız 'Burada 5 bin yıl önce yaşam varmış. Bu görünenler bunun  belirtisidir' diye işaret etti. Bu çok önemli bir husus. Van Gölü, havzada önemli  tarihi arkeolojik yer işgal ediyor. Bunu araştıran, sadece ilgi duyan ve ne  olduğunu çözmeye çalışan sadece biz değiliz. Burada Adilcevaz Kalesi'nin sular  altında kalın kısmı bulunduğunda yabancı basın bunu haber yapmıştı. Buralarda  yapılan çok ciddi çalışmalar yurt dışında da ses getiriyor ama sahibi olarak en  çok bizim ilgilenmemiz, sahip çıkmamız ve bir şeyleri ortaya koymamız gerekiyor.  Bu anlamda bu çalıştay bir kilometre taşı olarak düşünülürse başlangıçta çok  güzel bir yeri olur. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum."
Araştırmacı Yazar İlham Gadjimuradov ise Nuh Tufanı'nın Babil  kayıtlarında, kutsal kitaplar ve destanlarda birbirine çok benzer şekillerde  anlatıldığını, tufanın bazı belgelerde ise masal gibi görüldüğünü ifade etti.

Dünyanın farklı coğrafyalarında ve benzer tufan efsanelerinin  anlatıldığını belirten Gadjimuradov, "Tufanla ilgili eski metinlerde olayın  volkanik ve kapalı bir bölgede meydana geldiği görülmektedir. Nuh Tufanı  efsanesinin ana vatanının Van Gölü çevresi fikrini desteklemektedir." ifadelerini  kullandı.

Adilcevaz Kültür Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol da bu  çalıştayını kitaplaştırmayı planladıklarını bildirerek, "İleriye taşırsak bunun  da önünü açacağız diye düşünüyoruz. Adilcevaz'ın her tarafı tarih kokuyor ama bu  tarihi turizme nasıl kazandırırız bu ilçeye ve istihdam sağlarız. Bunları  tartışmamız lazım." diye konuştu.

Çalıştayda, Van YYÜ Araştırma Görevlisi Sinan Kılıç, Van YYÜ Öğretim  Üyesi Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, BEÜ Araştırma Görevlisi Serkan Erdoğan, YYÜ Dr.  Öğretim Üyesi Mehmet Top, YYÜ Dr. Öğretim Üyesi Çetin Yeşilova da sunum yaptı.

Çalıştaya akademisyenler, öğrenciler ve kurum amirleri katıldı.

ETİKETLER
#Gündem
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.