Türkiye'de bebekler üzerinden haksız kazanç sağlayarak büyük tepki çeken Yenideoğan Çetesi davasında cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in savunması ortaya çıktı. Yenidoğan Çetesi'nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 4. duruşmasına 24 Nisan'da devam edilecek. İşte detaylar...
Bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ederek haksız kazanç sağlayan Yenidoğan Çetesi davasında yeni gelişmeler yaşanıyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 4. duruşmanın 2'inci gününde Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in savunmasının tamamlanmasının ardından duruşma, 24 Nisan saat 10.00'a ertelendi. Duruşma, sanıkların savunmaları ile devam edecek.
4. duruşmanın 2'inci gününde cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin savunma yaptı.
Tutuklu sanık Zengin, "Ben bu olayın içerisindeki kimseyi tanımam. Nasıl bu olayın içerisine girdim bilmiyorum. Bir gün 20 senedir arkadaşım olan Yavuz Çelik, Tuğçe Toptemel’in tutuklandığını söyledi. Ben arkadaşım avukat Aylin hanıma bu durumu söyledim. Aylin Hanım ‘savcı arkadaşım gidelim’ dedi. Ben Savcı Bey’e serzenişte bulundum. Tuğçe’yi serbest bırakın demedim. Tehdit diye bir şey yok ben savcıya sadece insanların cinnet anında neler yapabileceğini söyledim" dedi.
Sanık Zengin savunmasının devamında, "Beni susturmak için şafak operasyonu yapıldı. 7 aydır tek kişilik hücredeyim. Hücremde ağzımdan burnumdan kan geldi. Doktora gittim televizyonda yenidoğan bebek çetesi diye görüntüm vardı. Doktor bir televizyona bir bana baktı. 2 ay sonraya randevu verdi. Ben adaleti aramak için, savcıya yardımcı olmak amacıyla gittim. Buradaki insanların yaptığı hiçbir işleme şahit değilim. Kim doktor kim hemşire onu bile bilmiyorum. Ben maske işi yaptım. Merkel’in taktığı maskeyi ben yaptım. Ben niye buradayım, niye tehditle yargılanıyorum? Konunun muhatabı olarak savcıya gittim" şeklinde konuştu.
Sanık Zengin savunmasında, "Tuğçe Toptemel'in babası bana 'bizim kızı almışlar içerde iyi bir ceza avukatı lazım yardımcı olur musun?' dedi. Suçsuzluğuna inandım Tuğçe Toptemel'in. Devleti dolandıran asgari ücretli bir hemşire olamaz herhalde. Ben sadece bir haksızlığı gördüm haksızlığın düzeltilmesi için savcının yanına gittim. Ben savcı ile konuşurken üslubumun yanlış olduğunun farkındayım. Bu nedenle daha önce de özür diledim" ifadelerini kullandı.