Son aylarda birçok ünlü isim hakkında taciz, şiddet ya da etik dışı davranış iddiaları sosyal medyada gündem oluyor. Peki, süreç nasıl işledi? İddia ortaya atılıyor, sosyal medya ayağa kalkıyor, ardından özür geliyor. Gerçekten pişman olup özür dileyen kişiler varken bazen de toplum bazı isimlerin bu özürlerini samimi bulmuyor. Peki neden? Gerçekten pişman mı oldular, yoksa PR düzeltme çabası mı?
Gerçekten sorumluluk alıyorlar mı?
Taciz olaylarında ilk başta suçlanan sessiz kalmayı tercih ediyor. Daha sonra ise baskı büyüyünce, "yanlış anlaşıldım", "üzgünüm", "pişmanım" gibi tanıdık cümlelerle başlayan özür mesajı yayınlanıyor. Toplum bu tür durumlarda “Bu özür gerçekten samimi mi, yoksa sadece kariyeri kurtarma çabası mı? “sorularını soruyor. Geçtiğimiz günlerde, Kaan Sezyum sahne adıyla bilinen Çağatay Kaan Sezgin, bir kadının kendisine yönelttiği taciz iddialarını doğruladı ve özür mesajı yayınladı.
Sosyal medyada bu özrün samimi olarak mı, yoksa imaj çalışması mı olduğu sorgulanıyor. Özür dilemek samimiyetin göstergesi mi oldu?
Özür dilemek, özellikle kamuoyuna mal olmuş kişiler için ne ifade ediyor. Hatanın telafisi nasıl olur ya da tacizin telafisi olur mu, olursa nasıl olur? Tek bir özrün amacının ne olduğu da merak konusu oldu.
Tek bir özür hesap vermeden konunun kapatılmasını sağlamamalı. Özür dileyip konunun kapatılmaması için özrün ne kadar içten olduğunu pişman olup olmadığına da bakılmalıdır.