Sultanbeyli Belediyesi'nin ev sahipliğinde, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığı tarafından yürütülen arkeolojik kazılar, Aydos Kalesi'nin gizemli tarihini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. 2010-2018 yılları arasında iki sezon boyunca sürdürülen çalışmalar sonucunda, kalenin surlar, burçlar, su sistemleri, sarnıçlar, kilise ve yaşam alanları gibi ana unsurları gün yüzüne çıkarıldı.
Tgrthaber.com'dan Yusuf Özgür Bülbül'ün derlediği verilere göre, kazılarda Bizans dönemine ait buluntuların yanı sıra, çok az sayıda Osmanlı ve hatta tarih öncesi dönemlere ait eserler de keşfedildi. Bu bulgular, kalenin bulunduğu bölgenin çok daha eski zamanlardan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteriyor.
İstanbul şehir merkezinin 36 km doğusunda, deniz seviyesinden 325 metre yükseklikte bulunan Aydos Kalesi, Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis-Anadolu ticaret yolu üzerinde stratejik bir noktada inşa edilmiştir. Adını Yunanca "kartal" anlamına gelen "Aetos" kelimesinden alan kale, XI-XII. yüzyıllarda yapımına başlanmış ve XIII-XIV. yüzyıllarda son halini almıştır.
Aydos Kalesi'nin Osmanlı İmparatorluğu'na geçişi ise oldukça ilginç bir hikayeye dayanıyor. Aşık Paşazade'nin ünlü eseri "Tevarih-i Al-i Osman"'da anlatılan bir efsaneye göre, kale kuşatma altındayken tekfurun kızı, gördüğü bir rüya üzerine Abdurrahman Gazi'ye yardım etmeye karar verir. Kızın attığı ip sayesinde surlara tırmanan Abdurrahman Gazi ve askerleri, kaleyi ele geçirir. Bu olaydan sonra "Aydos Fatihi" olarak anılan Abdurrahman Gazi, kalenin tekfurunun kızıyla evlenir ve kaleyi Osmanlı akınları için önemli bir üs haline getirir. Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık da bu kalenin İstanbul'un fethinin başlangıç noktası olduğunu belirtmiştir.
Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, Aydos Kalesi'nin önemini vurgulayarak, yerli ve yabancı turistleri ilçeye davet etti. Tombaş, videolu paylaşımında "Simülasyon değil gerçek! İstanbul’un Fethi’ne açılan kapı; Aydos Kalesi. Siz hala ziyaret etmediniz mi?" ifaderine yer verdi.
Aydos Kalesi, Pazartesi günleri hariç her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık. Tarihe tanıklık etmek ve bu eşsiz mirasın atmosferini solumak isteyen herkesi bekliyor.