Dört sağır gencin işitilmemiş dünyasına bir pencere aralayan “Sessiz Plan” kısa filmi, izleyenleri hem duygusal hem düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Cannes’da filizlenen fikir, Tokyo’dan Los Angeles’a uzanan etkileyici bir serüvene dönüştü.
Dört sağır gencin umutla, hayal kırıklığıyla ve sessiz bir dayanışmayla örülü öyküsünü anlatan kısa film “Sessiz Plan”ın özel gösterimi, Biletinial Torun Center Sinemaları'nda yapıldı. Gösterime filmin oyuncuları, teknik ekibi ve birçok davetli katıldı. Gösterim sonrası konuşan filmin senaristi ve yönetmeni Ömer Yıldırım, Cannes Film Festivali’ndeki temasların bu projeyi doğurduğunu belirtti.
Oyuncu ve yapımcı Mehmet Şah Çelik ile Cannes’da birçok sinemacıyla masaya oturduklarını ifade eden Yıldırım, “İnsanlar bizi dikkatle dinliyordu ama projeye dair hep bir eksiklik hissediliyordu. Türkiye’ye döner dönmez senaryoyu kaleme aldım. Çok hızlı ilerledik” dedi.
Kadronun bir kısmının gerçekten sağır kişilerden oluştuğunu vurgulayan Yıldırım, bu deneyimin kendi perspektifini de dönüştürdüğünü şu sözlerle anlattı: “Sağırlarla iletişimin bambaşka bir dili var. Biz de bu süreçte öğrendik. Hassas bir hikâyeyi samimi şekilde anlatabilmek için hiçbir teknik ayrıntıdan ödün vermedik.”
Filmin %65’lik bölümü altyazılı olarak işitme engellilerin merkezde olduğu sahnelerden oluşuyor. Bu sayede, izleyici hangi milletten olursa olsun filmi aynı anlayış düzeyinde deneyimleyebiliyor. Yıldırım, bu tercihle filmin dünya pazarında da anlamlı bir yer bulduğunu vurguladı.
Filmin oyuncularından Mehmet Şah Çelik, ilk başta sağır bir karakteri canlandıracağını bilmediğini belirterek, “İşaret dili estetik bir dil. Hareketlere çok dikkat ettik, duyguyu verirken bedensel ifade ile senkron olmak zorundaydık. Zorlayıcı ama çok öğretici bir süreçti” dedi.
Usta oyuncu Sabri Arafatoğlu ise filmde torununa kol kanat geren bir dedeyi canlandırıyor. Torununun duyamıyor olması nedeniyle yaşadığı iletişim sıkıntısını aktaran Arafatoğlu, “Ama bir umut beliriyor. Belki bir gün evladının sesini duyacak. O umut hepimizi sarstı” ifadelerini kullandı.
Arafatoğlu, projenin teknik kalitesine ve taşıdığı anlam derinliğine dikkat çekerek şu cümlelerle izleyicileri düşünmeye davet etti: “Hayatımız boyunca empati yapmamışız. Eğer biz sağır olsaydık, kimi duymak isterdik? Filmin mottosu bu soruyu doğrudan soruyor: ‘Bir gün tüm sesler kaybolsa, en çok hangi sesi özlerdiniz?’”
Filmdeki bir kafe sahnesini örnek veren Arafatoğlu, “Sağırlar kendi aralarında konuşurken ortalık sessiz. Kamera uzaklaştığında bir anda uğultulu bir dünyaya geçiyoruz. Kalabalıkta bile yalnız olmanın ne demek olduğunu gösteriyoruz” diyerek filmdeki simgesel anlatıma dikkat çekti.
“Sessiz Plan” kısa sürede uluslararası alanda da dikkat çekti. Los Angeles merkezli Global Shorts’ta “Onur Ödülü”, Tokyo’daki Best Indie Film Awards’ta “En İyi Senaryo” ve “En İyi Orijinal Fikir” ödüllerine layık görüldü. Film ayrıca Rome Prisma Film Awards’ta finalist oldu, The Monthly Film Festival’da da “En İyi Fragman” kategorisinde adaylık elde etti.
“Sessiz Plan”, sadece kısa bir film değil; işitme engellilerin yaşadığı görünmez dünyaya uzanan güçlü bir davet. Onların ne hissettiğini anlamak için bir çığlık atmıyor belki ama sessizliğiyle bir hayli yüksek ses çıkarıyor. Belki de artık şu sorunun cevabını düşünmenin vakti geldi: Tüm sesler susarsa, hangi sesi özlersin?
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
01:26
YORUM YAZ