Günlük yaşamın temposu içinde zaman zaman yorgunluk, halsizlik ya da sindirim sorunları yaşamak sıradan gibi gelebilir. Ancak bazı belirtiler aslında vücudun iç dengesinde yolunda gitmeyen daha ciddi durumların habercisi olabilir. Özellikle kansızlık ve kabızlık gibi iki yaygın sağlık problemi, çoğu zaman birbirinden bağımsız gibi görülse de aslında birbirini etkileyen bir zincirin halkası gibi çalışıyor. Uzmanlara göre, kansızlık tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar bağırsak sistemini etkileyerek kabızlığa yol açabiliyor. Aynı şekilde, kronik kabızlık yaşayan kişilerde demir emiliminin azalması, kansızlık riskini artırabiliyor. İşte detaylar…
Demir eksikliği tanısı konan kişilerde en sık uygulanan tedavi yöntemi demir takviyesi almak.
Ancak bu ilaçların bazı yan etkileri var ve kabızlık bunların başında geliyor. Ağız yoluyla alınan demir hapları, özellikle mide ve bağırsaklarda bir tür yavaşlamaya neden olarak dışkılamayı zorlaştırabiliyor. Bazı bireylerde bu durum, şişkinlik, karın ağrısı ve gaz gibi belirtilerle daha da rahatsız edici hale gelebiliyor.
Uzmanlar bu süreçte, hastalara bol su tüketmeleri, lifli gıdaları artırmaları ve mümkünse ilaçlarını yemekle birlikte almaları yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Ayrıca bazı durumlarda sıvı formda demir takviyeleri veya enjeksiyon gibi farklı uygulamalar da değerlendirilebiliyor.
Kabızlık yalnızca geçici bir sindirim sorunu olarak görülmemeli. Uzun süre devam eden kabızlık problemi, besinlerden alınan minerallerin emiliminde bozulmalara neden olabilir. Demir de bu minerallerin başında geliyor. Sindirim sistemi düzenli çalışmadığında, vücut demiri yeterince kullanamıyor ve bu durum kansızlığı daha da ilerletebiliyor.
Dahiliye uzmanları, özellikle sebze ve meyve tüketimi yetersiz olan bireylerde hem bağırsak sorunlarının hem de demir eksikliğinin daha yaygın görüldüğünü belirtiyor.
Her ne kadar birbirinden ayrı gibi görünseler de, kansızlık ve kabızlık çoğu zaman birbiriyle bağlantılı şekilde ilerliyor.
Uzmanlar, bu iki rahatsızlığın bir arada görülmesinin tesadüf olmadığını vurguluyor. Özellikle sadece kansızlığa ya da yalnızca kabızlığa odaklanan tedavi yöntemlerinin, uzun vadede yetersiz kalabileceği belirtiliyor. Çünkü bağırsak sistemi düzenlenmeden demir eksikliği tam anlamıyla giderilemiyor.
Aynı şekilde demir eksikliği kontrol altına alınmadan da sindirim sisteminin sağlıklı işlemesi zorlaşıyor. Bu nedenle doktorlar, her iki sorunu birlikte değerlendiren kapsamlı bir yaklaşımın önemine dikkat çekiyor.
Peki bu durumda nasıl bir beslenme düzeni uygulanmalı? Uzmanların önerdiği liste aslında oldukça tanıdık: Ispanak, kırmızı et, kuru baklagiller gibi demir açısından zengin gıdalar mutlaka sofralarda yer almalı. Bununla birlikte, yulaf, kuru kayısı, armut, erik gibi bağırsak dostu ve lif içeriği yüksek besinlerle bu beslenme dengelenmeli.
Ayrıca gün içinde yeterince su içmek, hareketli bir yaşam tarzı benimsemek ve tuvalet alışkanlıklarını ertelememek de sindirim sağlığı açısından önemli. Gerektiğinde bir uzmandan destek almak, sürecin daha kolay ve kalıcı olmasını sağlayabilir.