ABD ile F-16 meselesinde yeni gelişme! Biden: 3-4 hafta içerisinde sorunu çözeceğim
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. F-35 ve F-16 konusunda Biden ile görüşme yaptıklarını ifade eden Erdoğan, Biden'ın 3-4 hafta içerisinde F-16 sorununu çözeceğini belirtti. Son günlerde sıkça dillendirilen '3. Dünya Savaşı' konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, "Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız" dedi.
ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılım sağlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurda dönüş esnasında uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. ABD ile yılan hikayesine dönen F-35 ve F-16 konusu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, F-35 programına dönüş veya F-16 ile ilgili bir mahsuplaşma olup olmayacağı sorusuna, "Önceliğimiz F-16 talebimizin karşılanması. F-35 üzerinden ödememizi yaptık ve 5 tane F-35 hangara alınmıştı ancak ABD, F-16’larımızı da vermeme noktasına geldi. Son görüşmemizde ABD Başkanı Biden, 3-4 hafta içerisinde F-16 sorununu çözeceğini söyledi. Teknik kadrolarımız bu konuda yeterlidir ve modernizasyon konusunda başarılı atölyelerimiz var" diyerek cevap verdi.
3. DÜNYA SAVAŞI RİSKİ: BARIŞ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ
Dünya gündeminde sıkça belirtilen 3. Dünya Savaşı riski hakkında Erdoğan, "Ben böyle bir risk görmüyorum ve görmek istemiyorum. Savaştan çok barışı konuşmalıyız. Adımlarımızı barış için atmalı ve barışı sağlamak için çalışmalıyız. Tüm ülkeler gerilim yerine barış ve huzur çabalarını hayata geçirmelidir" diyerek barış çağrısında bulundu.
Soru-cevap kısmı:
SORU: Basın toplantısında da değindiniz ama biz F-35 meselesinin nasıl çözüleceğini merak ediyoruz. Programa geri dönüş mü söz konusu ya da F-16’yla ilgili bir mahsuplaşma mı olacak?
"Bizim burada önceliğimiz F-16 talebimizin karşılanması. Alt kümelerde farklı durumlar olabiliyor ama biz oradaki parasal ilişkileri pek gündeme almak istemiyoruz. Çünkü biz F-35 üzerinden zaten ödememizi yaptık. Hatta 5 tane F-35 hangara da alınmıştı ama ne yazık ki olay farklı gelişti ve daha sonra ABD, bizim F16’larımızı da vermeme noktasına dahi gelmişti. Son görüşmede ABD Başkanı Biden “3-4 hafta içerisinde F-16 sorununu çözeceğim” dedi. Bizim için bu noktada önemli olan F-16 konusudur. Bu uçakların ve parçalarının bize gelmesi halinde zaten bizim şu anda teknik kadrolarımız yeterlidir. Bu alanda bütün atölyelerimiz F-16 modernizasyonu konusunda çok çok başarılı. Bu süreci gerek biz, gerek ilgili bakanlarımız ve kurumlarımız yakından takip ediyor ve kısa sürede netice alabilmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"ÇİN ZİYARETİMİZ OLABİLİR"
SORU: NATO Zirvesi öncesinde Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi’ndeydiniz. Türkiye'nin üye olma talebini de ifade ettiniz. Batı basınına baktığımızda da NATO üyesi ülkelerin liderleri arasında “Putin ile görüşebilen, tek lider” olarak sizi tanımladılar ve yorumladılar. Dolayısıyla Türkiye tam bir denge merkezinde görülüyor. Biraz önce de Tahıl Koridoru’yla ilgili yeni çalışmaları, Rusya-Ukrayna meselesindeki son durumu ifade ettiniz. Türkiye bu açıdan uluslararası politika bakımından da önümüzdeki bu netameli süreç bakımından da nasıl bir denge politikası yürütüyor?
"Gerek Rusya, gerek Çin, hatta Belarus’la kırmadan, dökmeden münasebetlerimizi devam ettiriyoruz. Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile çok samimi bir havada görüştük. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'le de, Belarus Devlet Başkanı Sayın Lukaşenko ile de güzel görüşmelerimiz oldu. Bütün bu temasların bana göre getirisi er veya geç olacak. Bunu göreceğiz. Bu arada bakan arkadaşlarımızın da görüşmeleri gerçekleşti. Partimizin üst düzey yönetimi Çin'deydi. Çin'de iktidar partisiyle üst düzey çok verimli görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle ilgili arkadaşlarım bana brifing verdiklerinde “kendilerine çok üst düzey muamelesi yaptıkları.” aktardılar. Bu denli güzel ve başarılı bir ziyareti arkadaşlarımız gerçekleştirdi. Arkasından da biz Sayın Şi Cinping ile Astana'da bir araya geldik. Onunla bu şekilde görüşmelerimizi yaptık. Kendisi bizi yeniden Çin'e davet etti. Ben de kendisini ülkemize davet ettim. "Önümüzdeki yıl iade-i ziyaretimi yapayım." dedi. Bu şekilde de aramızdaki gerek siyasi, gerek ticari bütün bunları görüşme fırsatını da yakaladık. Şimdi büyük ihtimalle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısından sonra bizim bir Çin ziyaretimiz olabilir. Ama 2025'te de inanıyorum ki Sayın Şi Cinping, bize iade-i ziyaretini yapacaktır."
"BİZ NATO'NUN EN ÖNEMLİ ÜLKELERİNDEN BİRİYİZ"
SORU: NATO Genel Sekreter Yardımcılığı konusu da gündemde. 2010-2013 yılları arası bildiğim kadarıyla Türkiye’den Hüseyin Diriöz Genel Sekreter Yardımcılığı yapmıştı, 2016-2020 arasında da Tacan İldem aynı görevi yaptı. Yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile görüşmede Türkiye’ye bir Genel Sekreter Yardımcılığı verilmesi talebiniz oldu diye biliyoruz. Bakışı nasıl, bu gerçekleşecek mi, gerçekleşirse belirlenmiş bir isim var mı?
"NATO Zirvesi sonrası düzenlediğim basın toplantısında da açık bir şekilde ifade ettim. Bunun kararına ne ben veriyorum ne Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan veriyor. Bu konudaki talebimizi kendilerine ilettik. Sayın Rutte devir teslimden önce Türkiye’ye geleceğini söylemişti. Bu ziyaret gerçekleşirse orada tekrar bu konuları kendisiyle görüşeceğiz. Biz NATO’nun en önemli ülkelerinden biriyiz.
İttifakın bir arada olması ve etkinliğini muhafaza etmesi için çok değerli katkılar sunuyoruz. Genel Sekreterlik yapılanmasında Türkiye’nin de böylesi bir makamda temsil edilmesi olağandır. Nitekim Sayın Rutte de böylesi bir makamın Türkiye’ye yakışacağını ifade etmişti. Biz ülkemizden bir ismin Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirilmesini sadece ülkemizin o makamda temsil edilmesi için değil, bu nazik dönemlerde NATO’ya büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz için de istiyoruz."
TÜRKİYE'NİN NATO'DA RAHATSIZ OLDUĞU KONU: TERÖRLE MÜCADELE
SORU: NATO içerisinde nevi şahsına münhasır bir yerimiz var. Peki NATO ile kurduğumuz münasebet ne kadar adil ve dengeli sizce? Fayda - maliyet analizi yaptığınızda, NATO’ya verdiklerimiz ve aldıklarımızı mukayese ettiğinizde bir mütekabiliyet mevzubahis mi?
"Bir fayda-maliyet analizinde Türkiye olarak biz mütekabiliyet ilkesine aykırı bir konuma düşmedik. Sadece terörle mücadelede NATO’yu duruma müdahale etme noktasında henüz netice alabilmiş değiliz. Bundan rahatsız olduğumuzu da Sayın Stoltenberg’e de defalarca ifade ettim. Bir NATO ülkesi olarak Batı’ya bu rahatsızlığımızı hep anlattık. Birinci derecede Almanya, Fransa, İngiltere, malum terörün belli ölçüde destek alanı buldukları yerler. Özellikle Almanya’ya bunları etraflıca anlattık. Mesela terörle mücadelede ülkemizin, dolayısıyla NATO’nun sınırlarının korunması ve tehditlerin bertaraf edilmesi noktasında çoğu zaman yalnız bırakıldık. Bununla da kalınmadı, NATO’nun sınırlarını tehdit eden teröristlere bu tehditlerini güçlendirici yardımlar yapıldı, destekler verildi.
Bunlar çok olumlu bir tablo olarak karşımıza çıkmıyor. Diğer taraftan Almanya’yla bizim şu anda Akkuyu Nükleer Santrali için gelmesi gereken türbinlerin Alman gümrüğünde bekliyor olması gibi bir sıkıntımız var. Bu, bizi ciddi manada rahatsız etmiştir. Bunu Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a ikili görüşmemde tekrar hatırlattım. Gerek Eurofighter Typhoon uçak alım talebimizin karşılanmaması, gerek türbin konusu, gerekse bizim firkateynlerimizde kullanılan bazı makinelerin alınması hususunda ortaya çıkan sıkıntıları aşmamız gerekiyor. Gelişmeleri takip edeceğiz."