Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de son günlerde mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak istendiğine dikkat çekti. Eski rejim artıklarının terör eylemlerini bahane ederek gerçekleştirdiği saldırılarla Türk milletinin kardeşliğine de kirli pusu kurmaya çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de yeni bir kaos alanı oluşturulmak istendiğini vurguladı. CHP yönetimine de tepki gösteren Erdoğan, "Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetini terk edin" ifadelerini kullandı. Öte yandan grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorusunu cevaplayan Erdoğan, DEM Parti heyetinin randevu talebi ve emekli bayram ikramiyesiyle ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye'de alevilere yönelik saldırılarla bölgede fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarpıtma açıklamalarla Türkiye'de de kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. CHP yönetimine de konuya ilişkin uyarıda bulunan Erdoğan, "Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetini terk edin" mesajını verdi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başarı şöyle:
"Gerek bölgemizde gerekse dünyanın farklı köşelerinde gerilimlerin, savaşların, kardeş kavgalarının yaşandığı zorlu bir süreçten geçiyoruz. Gazze'de ateşkes siyonist rejimin tüm ihlallerine rağmen güçlükle de olsa devam ediyor.
8 Aralık devrimiyle 14 yıllık zulmün sona erdiği Suriye'de mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yaşananlar karşısında AK Parti olarak umudumuzu diri tutuyor, kararlılığımızı muhafaza ediyoruz.
Bizler ulvi bir çabanın içerisindeyiz. Ülkemizin içinde ve dışında huzura, barışa ve adalete hizmet vermenin peşindeyiz. Başkaları gibi şov peşinde olmayacağız. 3 liralık reklamın ücretine 5 lira harcamayacağız. Vatandaşın sıkıntısını, derdini, ihtiyacını şov aracı, muhalefetin yaptığı gibi siyasi rant malzemesi haline getirmeyeceğiz. Biz reklam ve şov yapmanın değil, gönüller yapmanın, gönüller kazanmanın peşindeyiz. Yaptıklarımızı elbette anlatacağız ama bunu yaparken birileri gibi hoyratça davranmayacak, insanımızı rencide etmeyeceğiz. Tevazudan samimiyetten asla sapmayacağız. AK Parti'li kadrolara yakışan da işte böyle bir asalettir.
Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın güven ve huzur veren iklimini başta mazlum coğrafyalar olmak üzere dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Daha adil bir dünya mümkün şiarıyla yürüttüğümüz çabaların semerelerini toplamaya başladık. Türkiye'yi bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek barış diplomasisinin merkez üslerinden biri haline getiriyoruz.
İstiklal Marşımız sıradan bir şiir de marş da değildir. Bağımsızlığımızın temsili olan İstiklal Marşımız aynı zamanda necip milletimizin hissiyatının, kahramanlığının ve asil karakterinin dizelere harf harf işlenmiş sembolüdür. Bu marş milletin varoluş beyannamesidir.
Yıllarca bizi Türk-Kürt, laik-anti laik, alevi-sünni diye ayrıştıranlar son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye'deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek milletimizin kardeşliğine son derece kirli bir pusu kuruluyor. Bu pusuyla aynı zamanda İstiklal Marşımız ile vücut bulan ruha ve birlikte yaşama iradesine karşı da alçakça bir suikast düzenleniyor. Çoğu yalan ve çarpıtma olan provokatif açıklamalarla Türkiye'de yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor. İşin daha vahim olan tarafı, milletimize bu kötülüğü ülkenin ana muhalefet partisi yürütülüyor.
Sataşmalara kulak asmıyoruz. İftiralara mecbur kalmadıkça cevap vermiyoruz. Ancak her seferinde Ramazan gelince yalan ve iftiranın dozunu artırıyorlar. CHP kendine çekidüzen vermek, kendini hesaba çekmek, özeleştiri yapmak yerine giderek pervasızlaşıyor. Bunlarla da kalmıyor, ülkemiz açısından oldukça tehlikeli sularda siyaset yapmaya yelteniyorlar. Sayın Özel partisi içinde sıkıştıkça dışarıda daha zehirli, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize zuldür.
Partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendince üst perdeden ahkam kesti. Arkadaşlarımızı seviyesiz ifadelerle hedef aldı. Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti. Savurduğu büyük lafların altında ezildi. Tükürdüğünü yalanlamak zorunda kaldı. Günşarı parti değiştirmekten adı Türk siyasetinde fırıldağa çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Bize attıkları çamur döndü dolaştı kendilerine bulaştı.
Sayın Özel kendisine açılan krediyi har vurup harman savuruyor. Bu gidişle sıfırı tüketmesi, iflas bayrağını çekmesi, tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik bir şekilde alaşağı edilmesi yakındır. Biz siyasi rekabet konusunda kendisinden ziyadesiyle memnunuz. Gençlerin eğlencesi olan gaflarından da memnunuz. Ne İsa'ya ne Musa'ya bir türlü yaranamayan, iki arada bir dere kalmış acizliklerinden memnunuz. Çok ama boş konuşmasından memnunuz. Böyle bir profilin karşımızda olmasından asla şikayetçi değiliz. Bizim üzüntümüz ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmesi, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasına, CHP'nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır. Kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yok.
Sayın Özel'i ve CHP'yi sorumlu siyasete davet ediyorum. Özellikle alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetini terk etmeli. Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş son derece tehlikeli bir dildir.
Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakar da en derin baskıyı CHP'den gördü. CHP yönetimi Alevi vatandaşları istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin.
Kadının güçlendirilmesini, ailenin zayıflatılması olarak görmüyoruz. Meseleye kadın ile erkek arasındaki ayrımcı söylemler yerine kadının azim ve kararlılığının aileyi desteklediği perspektifinden bakıyoruz. Hiçbir zaman kadın üzerinden siyasete tevessül etmedik. Kadınlarla birlikte kadınlar için hep birlikte siyaset yapmayı tercih ettik. Bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Kadın ve aile düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren CHP'ye, CHP'nin kadına had bildiren küstah zihniyetine, kadınları sadece vitrin süsü olarak gören çarpık bakış açısına rağmen bunu hep birlikte biz başaracağız."
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. DEM Parti'nin İmralı heyetiyle görüşüp görüşmeyeceği sorusunu cevaplayan Erdoğan, "Arkadaşlarım görüşecekler. Şu anda grup başkanları yapıyor. Ama benden de randevu istendiği takdirde ben de veririm" dedi. Erdoğan, Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sürece dahil edilme ihtimaliyle ilgili soruyu ise cevapsız bıraktı.
4 bin TL olarak açıklanan emekli bayram ikramiyesinin artırılması konusunda bir çalışma olup olmayacağı sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, "Tamam açıklandı. Sen beni dolduruşa mı getirmek istiyorsun? 3 bin liradan 4 bin liraya çıktı. Daha ne olsun" şeklinde konuştu.