İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin eleştirilerde bulundu. Türkiye'nin sözde bir barış sürecinde harcanamayacağını söyleyen Müsavat Dervişoğlu, ekonomi düzelmeden Terörsüz Türkiye sürecinden bahsedilemeyeceğini savundu. DEM Parti ile hükümet arasındaki görüşmeleri pazarlık olarak nitelendiren Dervişoğlu, "Akıllarınca hedefleri hazırladıkları anayasayı DEM iş birliğiyle geçirmek" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yeni çözüm sürecine tepki gösteren Dervişoğlu, hükümetin ekonomi politikalarını da sert sözlerle eleştirdi.
Alınlarının ak, başlarının dik, kendilerinden emin, şahsi çıkarlara ve siyasi hesaplara bulaşmadan Türk milletine gerçekleri anlattıklarını belirten Dervişoğlu, "Türkiye, cumhuriyetin mahvolması pahasına sözde bir barış sürecinde harcanamaz. Türkiye, vatandaşından esirgenen adalet ve umudu, iktidarın geleceğini kurtarmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla teröristlere bahşedemez. Türkiye, şehit çocuğunun gözündeki yaşlar kurumamışken, şehit katillerini muhatap alacak kadar küçültülemez." diye konuştu.
Türkiye'nin konjonktür ülkesi olmadığını dile getiren Dervişoğlu, "Bizim için, her şeyi tehdit kabul eden güvenlikçi-vesayetçi anlayışla, kendi iktidarının devamını sağlamak amacıyla, teröristlerle pazarlık yapmayı ve ortaklık kurmayı bile, 'devlet aklı' diye satanlar arasında hiçbir fark yoktur. Türk vatandaşını ve Türkiye Cumhuriyeti'ni öncelemeyen her kafa bizim için vesayetçi kafadır ve aynıdır. Cumhuriyeti ve anayasal düzeni postalla çiğnemek de makosenle çiğnemek de bizim için bir ve aynıdır. İşte o yüzden parlamenter sistem diyoruz, güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizde ısrar ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Hükümetin uygulamalarını eleştiren Dervişoğlu, "Suç, sadece devlete karşı girişilen bir fiil değildir. Suç, topluma, yani vatandaşa karşı da işlenir. Şimdi 'Terörsüz Türkiye' safsatası içerisinde büyük bir el çabukluğu ile komisyondan Meclis'e havale edilmeye çalışılan infaz yasa tasarısı da aynen bununla ilgilidir. Kendilerinin bile sayısını unuttuğu yargı reformu ve af paketleri, her defasında adalete daha ölümcül darbeler vurdu. Çünkü af, bir ortak vicdan muhasebesinin değil, Meclis'te ya da sandıkta bir iktidar muhasebesinin konusu olarak ele alındı. 3 senede bir vergi affı, 5 senede bir sosyal güvenlik affı, 7 senede bir infaz düzenlemeleri getirildi." açıklamalarında bulundu.
Türkiye'de adalet sorunu olduğunu savunan Dervişoğlu, "Bu ülkede, '6 ay yatar çıkarım' hesabıyla yolsuzluk yapılıyorsa, gasp, yağma çeteleri cirit atıyorsa, onlarla çektirdikleri fotoğraflarla, onlarla kurdukları ilişkilerle, 'bana kimse bir şey yapamaz' diye, herkes ali kıran baş kesenliğe soyunuyorsa, yaralama, cinayet artık piyasa hizmeti haline geldiyse, ortada adalet sorununu da aşan bir durum söz konusudur demektir. Daha da ileriye giderek söylüyorum; birileri kendilerini suç işleme imtiyazına sahip görüyorsa, birileri kendi adaletlerini temin ve tesise kendilerini mezun hissediyorsa, bu düzeni inşa edenler bilerek Türkiye'de anarşiyi tetikliyor demektir." görüşünü paylaştı.
Üretici için formül üretilmediğini ve tüccarın sorunlarıyla ilgilenilmediğini ileri süren Dervişoğlu, "Ekonomi dediğin sadece kurlardan, faizlerden, tablolardan ibaret değildir. Ekonomi, sofradaki ekmek kadar bir memleketin onurudur. Ekonomi işleyen fabrika olduğu kadar, işleyen fikirler ve yeniliklerdir. Ekonomi, bugün daha iyi yaşamak isteği olduğu kadar, yarınları da besleyen bir umuttur. Sanayicinin dirayetini, esnafın sabrını, çiftçinin alın terini bu kadar zorlamanın, istismar etmenin sonu kimse için hayırlı olmayacaktır." dedi.
TÜİK'in 'Aile Raporu'na göre hanelerin yüzde 20'sinden fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığını iddia eden Dervişoğlu, bu gidişatın sonlandırılması gerektiğini savundu.
Gelecek kaygısı ortadan kalkmadan, gençlerin yüzü gülmeden, emekliler nefes almadan, emekçiler alın terinin karşılığını görmeden, çiftçiler, besiciler emeğinin hakkını almadan, iş dünyasında iflaslar, konkordatolar sona ermeden, huzurlu ve terörsüz bir Türkiye'den bahsedilemeyeceğini belirten Dervişoğlu, "Arayacaksanız, Türkiye'nin geleceği gençlerin sorunlarına, geleceğimiz olan evlatlarımızın dertlerine çözüm arayın. Yoksa teröristin derdi de hedefi de bellidir. Onlarla masa kurmanıza da gerek yok. Devletin askerine, polisine, korucusuna, mühendisine, öğretmenine, gencine, işçisine, köylüsüne kurşun sıkanların niyetleri de bu işe nasıl çözüm bulunacağının yolu da bellidir." dedi.
Dervişoğlu, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin ise "Akıllarınca hedefleri hazırladıkları anayasayı DEM iş birliğiyle geçirmektir. Şunu herkes bilmelidir ki biz bu kuşatmayı yaracağız, bu hezeyanlara geçit vermeyeceğiz, korku duvarlarını yıkacağız ve bu ablukayı dağıtacağız." diye konuştu.