Besin değeri açısından zengin bir sebze olan çiğ domatesin sağlık üzerindeki etkileri mercek altına alındı. Peki, çiğ domates gerçekten vücuda faydalı mı, yoksa bazı kişiler için risk mi taşıyor? İşte bilimsel araştırmalar ışığında çiğ domatesin bilinmeyen yönleri...
Çiğ domates, sofraların vazgeçilmezlerinden biri olmasının yanı sıra sağlık açısından da pek çok önemli etkiye sahip. Ancak uzmanlar, her sağlıklı gıdada olduğu gibi çiğ domatesin de kişisel sağlık koşullarına göre farklı etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
ABD ve Avrupa'da yapılan çok sayıda çalışmaya göre çiğ domates, güçlü antioksidan içeriğiyle dikkat çekerken bazı kişilerde sindirim sorunlarına da yol açabiliyor.
ABD merkezli Cleveland Clinic’in yayımladığı araştırmalara göre çiğ domates, C vitamini, potasyum, folik asit, K vitamini ve özellikle de likopen bakımından son derece zengin bir besin. Her 100 gramında yalnızca 18 kalori bulunan domates, zayıflamak isteyenler için de ideal bir seçenek olarak görülüyor.
Likopen, kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisiyle öne çıkıyor. Aynı zamanda serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önlüyor. Araştırmalara göre düzenli çiğ domates tüketimi, LDL yani "kötü" kolesterol seviyesini düşürmeye ve kan basıncını dengelemeye yardımcı oluyor. Ayrıca, göz sağlığı, cilt korunması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de önemli rol oynadığı belirtiliyor.
Ancak her faydalı besinde olduğu gibi çiğ domatesin de bazı riskleri bulunuyor. Özellikle mide asidi yüksek olan bireylerde domatesin doğal asidik yapısı reflüyü tetikleyebilir. Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) olan bireylerde mide yanması, şişkinlik gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor.
Yine domatesin içerdiği solanin maddesi, hassas bünyelerde baş ağrısı ya da ciltte kaşıntıya yol açabiliyor. Bazı bireylerde nadir de olsa domates alerjisi görülebiliyor ve bu da ağızda kaşıntı, ciltte döküntü ya da mide bulantısı gibi semptomlarla kendini gösterebiliyor.
İngiltere’de yayımlanan bir sağlık raporuna göre domatesin içerdiği tanen maddesi, demirin emilimini azaltabiliyor. Özellikle vejetaryen veya vegan bireylerin bu konuda daha dikkatli olması öneriliyor. Ayrıca oksalat bakımından da zengin olan domates, böbrek taşı geçmişi olan kişilerde riski artırabiliyor.
Bilimsel verilere göre çiğ domates, C vitamini gibi ısıya duyarlı vitaminleri daha iyi koruyor. Ancak domatesin içerisindeki likopen, pişirme işlemiyle daha kolay emilebilir hale geliyor. Özellikle zeytinyağıyla birlikte pişirilen domates, likopenin vücut tarafından daha iyi kullanılmasını sağlıyor.
Uzmanlar, herhangi bir kronik hastalığı olmayan bireyler için çiğ domatesin günde 1-2 orta boy kadar tüketilmesinin sağlık açısından faydalı olduğunu belirtiyor. Ancak mide hassasiyeti, böbrek taşı öyküsü veya alerji şüphesi olan kişilerin hekime danışmadan yüksek miktarda domates tüketmemesi öneriliyor.