Yaz aylarının gelmesiyle kene kabusu da başladı. Son dönemlerde kene popülasyonundaki artık endişeye neden olurken, uzman isimlerden de peş peşe açıklamalar geldi. Türkiye'de keşfedilen yeni bir kene türünün insan sağlığını ciddi bir şekilde etkileyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Duran Tok, kenelerden bulaşabilecek hastalıkları tek tek açıkladı.
İnsan sağlığına ciddi şekilde zarar verebilen keneler büyük paniğe neden oldu. Yaz aylarının da gelişiyle artan kene popülasyonu endişeye neden olurken, geçtiğimiz günlerde de Türkiye'de yeni bir kene türü tespit edildiği açıklandı. Uzman isimlerden 56'ncı tür olarak nitelendirilen ‘Haemaphysalis longicornis‘ adlı kene türüne ilişkin açıklamalar geldi. Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duran Tok, kenelerin insan sağlığına ciddi anlamda zarar verebilecek hastalıkları bulaştırabileceklerini belirtti.
Prof. Dr. Tok, Türkiye'de tespit edilen ve 56'ncı tür olarak nitelendirilen ‘Haemaphysalis longicornis‘ adlı kene türüne ilişkin yazılı açıklamalarda bulundu. Tok, Bu türün Asya uzun boynuzlu kenesi olarak bilinen bir kene türü olduğunu ve çok sayıda hastalık yaşayabilme özelliğiyle bilim insanlarının harekete geçtiğini kaydederek, "Uzak Doğu kökenli bu istilacı türün, Doğu ve Orta Asya'nın bazı bölgelerinde başlıca Japonya Çin Kore Avustralya Yeni Zelanda'da bölgelerinde görülmekte olduğu, sadece hayvan sağlığını değil, insanları da ciddi şekilde tehdit ettiği biliniyor. Asya uzun boynuzlu kenesi, memelileri ve kuşları enfekte edebilmekte, ayrıca özellikle kuşlar vasıtasıyla göç ettiği yerlere taşınabilmektedir. Kenelerden insanlara bulaşan hastalıklar denildiğinde en çok akla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gelse de; tularemi Lyme hastalığı, Q ateşi, Kene kaynaklı ensefalit, benekli ateş, erlihyoz, Babezyoz hastalıklarına da neden olabilir ‘‘ şeklinde konuştu.
İklim değişikliği sonucu oluşan küresel ısınmanın bazı kene türlerinin istilacı bir tür olarak yaşamasını kolaylaştırdığını işaret eden Prof. Dr. Duran Tok, ‘‘Örneğin, kuşların küresel ısınma ile daha kuzeye göç etmeleri orijinal hayat şartlarını adeta desteklemektedir. Ülkemizde bahar ve yaz aylarında gözlemlenen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi halen önemini korumaktadır. Havaların ısınmasıyla artan kene vakaları bu yıl da can almaya devam etmektedir. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, virüs ile enfekte kenelerin insana tutunmasından genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün sonra ortaya çıkan ateş, halsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık, vücutta kanma, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ile seyreden ve ölümlere dahi neden olabilen bir enfeksiyon hastalığıdır‘‘ dedi.
Vakaların yurdun birçok yerinde görüldüğünü, çoğunlukla İç Anadolu'nun kuzey kesimlerinde ayrıca Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzeyinde yoğunlaştığının altını çizen Tok, ‘‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi‘nden korunmak için kırsal alan ve piknik alanları gibi kene yönünden daha riskli alanlara giderken, mümkün olduğunca vücudu örten kıyafetler seçilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kene savarlar kullanılmalıdır. Kene yönünden riskli bölgelerden dönüldüğünde özellikle duş alımı esnasında vücut kontrol edilmelidir. Eğer vücutta kene varsa ve kişi keneyi çıkarma konusunda tecrübeliyse keneye zarar vermeden vücuttan çıkarılmalı veya en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Vücuda yapışan kene öldürülmemeli, üzerine sigara basmak dahil olmak üzere keneye zarar verilmemelidir‘‘ ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Duran Tok, sözlerine şöyle devam etti:
"‘Kene tutunan kişiler, kendileri gereği uygun bir biçimde çıkarsalar dahi bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve belli tetkikler yapılmalıdır. Ayrıca kendilerini 9-10 gün süreyle ateş, halsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma vücutta kanama veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması durumunda da derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler. Kırım kongo kanamalı ateşinin halen net bir tedavisi yoktur ancak aşı çalışmaları devam etmektedir."