Türk bilim insanları, yalnızca konuşma sesiyle akciğer kanserini erken evrede tespit edebilen yapay zeka destekli bir uygulama geliştirdi. Ankara Üniversitesi öncülüğünde yürütülen projede, yüzde 92'ye varan doğruluk oranıyla hastalığın henüz birinci evrede saptanabileceği ortaya kondu.
Ankara Üniversitesi (AÜ) bünyesinde görev alan Türk bilim insanları, yapay zeka destekli yeni bir uygulama geliştirdi. Proje sayesinde, kişilerin konuşma sesleri analiz edilerek akciğer kanserinin henüz erken evrede tespit edilmesi hedefleniyor.
Söz konusu uygulama AÜ Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haydar Ankışhan öncülüğünde, farklı disiplinlerden uzmanların katılımıyla hayata geçirildi. Doç. Dr. Ankışhan, akciğer kanserinin genellikle ilerleyen evrelerde fark edildiğine ve bu nedenle kişilerin hayatını kaybedebildiğine dikkati çekti.
Çalışmayı akciğer kanserini erken evrede yakalama hedefiyle gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ankışhan, çalışmalarında ses yapısı, akciğerin kendi anatomik yapısı ve kan dolaşım sistemlerini dikkate alarak "sesin akciğer kanseriyle ilgili bilgi verebileceğini" belirten Ankışhan, "Bunun peşine düştük. Yaklaşık 1,5 yıldır yürüttüğümüz çalışmalarla güzel sonuçlara ulaştık" dedi.
Ankışhan, akciğer kanserinin, özellikle birinci evrede, yüzde 90'ın üzerindeki bir doğruluk oranıyla erken dönemde teşhis edilebileceği sonuçlarına ulaşmış bulunduklarını sözlerine ekledi.
Uygulamanın çalışma şekline ilişkin bilgiler paylaşan Ankışhan, tamamıyla doğal ortamda kaydedilen sesleri, belirli sinyal işlemi, yapay zeka teknikleriyle birleştirerek, önce kendi geliştirdikleri yapay zeka yöntemleriyle işlediklerini anlattı.
Oradaki verileri ilgili yöntemlerle doğru bir şekilde eğiterek, verilerin anlamlılık düzeyine ve 'ayrıştırılabiliyor mu, birbiriyle ilişkisi nasıl oluyor', bunlara bakarak çok rahat şekilde tespit edebildiklerini ifade etti.
Çalışmada yer alan AÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Mustafa Yenigün, akciğer kanseri tedavisindeki en önemli faktörün erken evrede yakalamak olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Yenigün, düşük maliyetli ve hastaların x-ray gibi görüntüleme yöntemlerinden gördüğü zararı en aza indirecek bir uygulama arayışında oldukları için bu çalışmayı yaptıklarını vurguladı.
Çalışmalarını 50 hasta ve 50 sağlıklı kişiden oluşan grupla gerçekleştirdiklerini dile getiren Yenigün, her bir hastanın ses analizi için 2 dakikalık bir konuşma metni hazırlandığını ve bu metin üzerinden seslerin kaydedildiğinin altını çizdi.
Her hastanın aynı ortamda kaydedilip analiz edildiğini aktaran Yenigün, "50 kişilik kontrol grubu ve kanserli hasta grubu karşılaştırıldı. Yüzde 90 hatta yüzde 92'lere varan doğruluk payı gösteren bir istatistiksel çalışma elde ettik" ifadelerini kullandı.
Yenigün, 50 kişilik grubun sayıca az olduğuna işaret ederek, ileride binlerce hasta grubu toplandığı zaman çok daha iyi, hata payı çok daha düşük sonuçlar elde edilebileceğini düşündüğünü kaydetti.
"Akciğerde kitle, nodüller, hava yollarında, bronşlarda değişikliğe sebep oluyor" diyen Yenigün, solunum borusu içerisinde bir kitle görünümü olduğunu, buradaki ses oluşum mekanizmalarının, bir yere çarpıp giderken hem frekansta hem rezonansta değişikliğe uğradığını ifade etti.
Geliştirdikleri uygulamalarının da ses değişikliğini saptayıp 'evet burada bir kitle görünümü var, bu kitle görünümü ses değişikliğine sebep olacak boyutta, bu evrede ve bunda patolojik bir akciğer kanseri olabilir' uyarısı verdiğini duyurdu.
Uygulamanın ne zaman hayata geçirileceğine ilişkin de Yenigün, "Tahmini bir öngörüyle, 2-3 sene içinde, çok ciddi derecede veri datası toplandığı andan itibaren bir tarama programı içine girebilir. Tabii hukuksal, mediko-legal durumlar söz konusu, bunları da geçerse yakın zamanda, 1-2 sene içinde uygulanabilir diye düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.