Tüm insanlık tarihi boyunca yalnızca beş kişinin görebildiği bu renk, bilim dünyasının gündeminde oturdu. Kaliforniya Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından keşfedilen renk aslında milyarlarca yıldır gözümüzün önünde duruyor.
Milyonlarca yıldır, dünyaya gelen milyarlarca insan, ancak yalnızca sadece 5 kişi bu rengi görebilirdi.
ABD'de yer alan Kaliforniya Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından, insan gözünün doğal yapısı ile görülmeyen bir renk keşfedildi.
Mavi-yeşil tonlarını andıran bu renk, daha önce hiçbir renkte bulunmayan bir doygunluğa sahip.
Olo adlı rengi görmek için "OZ" isimli özel bir lazer sistemi gerekiyor. Lazer sistemi ile göz retinasındaki fotoreseptör hücreler (Özellikle M Konileri) uyarılıyor.
Normalde, gözdeki koni hücreleri birbirine yakın dalga boylarında tepki veriyor. Bu da renkleri bir arada algılamamıza neden oluyor. Ancak Oz sistemi, bu durumu değiştirerek yalnızca M konilerini aktif edebiliyor.
Bu lazer yönteminin uygulandığı 5 kişi Ole adı verilen yeni bir rengi gördüklerini belirttiler.
Rengi görenler, sıradan bir mavi-yeşil tonlarının çok ötesinde "eşi benzeri olmayan bir doygunluk" seviyesinde olduğunu belirttiler.
Araştırmaya katılan bilim insanları bu rengi daha önce gördüklerini ancak aynı zamanda görmediklerini belirttiler.
Rengi "tanıdık ama aynı zamanda yabancı" olarak tanımlayan bilim insanları gözümüzle gördüğümüz hiçbir rengin Olo'ya benzemediğini belirtti.
Olo'yu gören bilim insanları tarafından en yakın rengin ise açık deniz mavisi olduğunu belirttiler.
Olo'nun keşfedilmesine bilim insanları sadece bir rengin keşfedilmesi olarak bakmıyor. aynı zamanda görsel teknolojilerde yeni bir çağın başlangıcı olabileceğini de ifade ediyor.
Geleneksel üç renkli (RGB) ekran teknolojisinin ötesine geçerek sadece tek bir renk kaynağını farklı koni hücrelerine yönlendirerek gelecekte farklı yeni renklerin oluşturabileceğini belirtiyorlar.
Yani gözümüzün ilk sinir katmanını uyararak daha önce görülmemiş renkleri görmemize imkan sağlayabilir.
Olo'nun keşfi aynı zamanda göz hastalıkları ve özellikle renk körlüğü gibi görme bozukluklarının tedavisinde kritik bir adımın atılmasına yol açabilir.
Renk körlüğü tedavisinde potansiyel bir devrim anlamına gelen bu yöntem, gelecekte bu hastalığı tamamen ortadan kaldırabilir.
Renk körlüğü bulunan insanların renkleri daha yakın görmesine imkan sağlanabilir.